Kiralık Konak [Yakup Kadri Karaosmanoğlu]

Alafrangalık halının üzerine dökülen mürekkep gibiymiş zannederdim. Mürekkep değil de virüsmüş, yüz elli yıl önce başkente düşmüş. Bizim nesillerimize kadar gelmesi uzun sürmüş. Haliyle biz taşrayız, müspeti de geç ithal ederiz menfiyi de.

“Siz zannediyor musunuz ki ben ömrümün sonu kadar böyle bir evde kalacağım? Böyle bir memlekette, etrafımda böyle bir halkla? Bin güçlükle senede ancak beş on kata esvap yaptırarak, ara sıra adaya misafirliğe giderek ve pazartesi günleri aşağı salonda bir kaç manasız ve yavan davetli bekliyerek yaşayıp gideceğim? Hayır! Büyük baba, ben o kadar basit ruhlu bir kız değilim. Çok okudum, çok öğrendim, çok düşündüm, çok tahlil ettim. Biliyorum ki, hayat denilen şey içinde doğup büyüdüğüm bu hapishanenin dışında, gürültülü, geniş, aydınlık, acayip, hazin, neşeli, düz, yılankavi, inişli, yokuşlu, bitmez, tükenmez bir sahadır. Oradan bin türlü sesler işitiyorum; bu sesler her biri bir başka tarzda, bir başka lisanda bana “gel” diyor. Kendimi güç zaptediyorum. Fakat, bugün değilse yarın mutlaka bu seslerden birine doğru koşacağım. Mutlaka…”

Kitabın alafrangalaşma örneği olan Seniha’nın dedesine söylediği bu sözler her cihetiyle romanı özetliyor bana göre. Savaş ortasındaki bir ülke, borç batağında insanlar. Dışarıda gürül gürül aktığı düşünülen bir dünya. Tüm geleneklerden sıyrılmış, manevi değerleri çıkarıp atmış insanlar.  İhtimaldir ki geçtiğimiz yüzyılın başında böylesi insanlar yaşadı bu ülkede. Ham çarık, kıl çoraptayken çoğunluğun ayağı.

Kitap belki yüz yıldır tahlili yapılan, özeti çıkarılan bir eser olduğu için içeriğinden fazla bahsetmek istemiyorum. Geçtiğimiz yüzyılın başında İstanbul’da yaşayan bir aile. Batılılaşma, modernleşme arzuları. Bu uğurda özbenliğinden vazgeçen insanlar. Acılar, savaşlar… Yakup Kadri bu eseri ilk olarak savaş yıllarında tefrika olarak yayınlamış 1921-22 yıllarında. Benim elimde geçen sene bir sahafta bulduğum 1966 baskısı var. Remzi Kitabevi tarafından yayınlanmış. 180 sayfalık bir Türk Klasiği.

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir