Kahveniz Nasıl Olsun? [Beşir Ayvazoğlu]

Anlatımı o kadar zengin bir yazar ki Beşir Ayvazoğlu, bu kitapta kahveyi değil de hindistancevizini bile anlatmış olsa aynı zevkle okuyacaktım diye düşünüyorum. Yine de konunun kahve olmasını sair tüketim maddelerine tercih ederim. Kahve yüzyıllardır coğrafyamızda bir içecek olarak kalmamış kendine has bir kültürü de oluşturmuştur. Dolayısı ile kahve ile ilgili bir kitabı da Ayvazoğlu değil başka bir yazar da yazmış olsa bu kadar zevk almadan da okuyabilirdim diye düşündüm tersi bir şekilde.

Kitabı oluşturan yazılar, gazetelerin Pazar ilavelerinde tam sayfa yayınlanan tarihle ya da edebiyatla ya da zevkle okunacak sair konularla ilgili yazılara benziyor. Önsözde böyle bir ifade görmedim fakat, yazar uzunca araştırmalar neticesinde meydana getirmiş eserini. Kahvesini yudumlayarak tabi ki. Bölümler halinde kahvenin tarihinden başlamış, kahvehanelerle devam etmiş. Ülkemize kahvenin ne zaman geldiğinden nasıl yayıldığına kadar pek çok bilgiye bu kitapla ulaşabilirsiniz. Kahvenin asıl memleketinin Yemen olduğunu biliyorduk. Zamanla Avrupalıların da kahveyle tanışması, bu bitkiyi üretecek coğrafyalar aramaları ve Brezilya’ya taşımalarının ayrıntıları kitapta mevcut. Kahvenin tarihi boyunca yaşadığı tüm zorluklar da anlatılmış. Kahvenin ülkemizde yayılmaya başlaması merhaleleri, önce beyler-paşalar tarafından tüketildiği için “beyler aşı” olarak adlandırılması, şairlerin şiirlerinde bu içeceği değişik şekillerde kullanmaları gibi ayrıntılar var.

Kahvenin kendisiyle başlayan öykü fincanlarla, mangallarla, pişirme şekilleriyle devam ediyor.

“Misk katılmış kahvelere mümessek kahve, amberlilerine de muanber kahve denildiğini bu arada kaydetmiş olalım.”

“Kahveden önce birkaç yudum su içilerek ağızdaki diğer tatların yok edilmesi gerekir; bunun için kahve yarım bardak suyla birlikte ikram edilir. Suyun sonra içilmesi ayıptır, çünkü kahvenin beğenilmediği anlamına gelir.”

“Darlık dönemlerinde kahve telvelerini kurutup yeniden kullanan kahvecilerin bulunduğu ve kurutulmuş telveden pişirilen kahveye cavcav denildiği biliniyor.”

Daha sonra kallavi bir bölümü kahvehanelere ayırıyor yazar. Her devrin münevverlerinin kahveye ve kahvehaneye yaklaşım şekilleri farklı. Kahvenin ortaya çıktığı zamanlarda bu içeceğin caiz olup olmadığını tartışanlar azalıp gitse de kahvehaneler hakkında menfi fikirleri olanların varlığı bugün de dâhil olmak üzere sürüp gidiyor. Mehmet Akif’ten Yahya Kemal’e kadar onlarca değişik ismin kahvehanelerle ilişkisini, kahvehanelerle ilgili düşüncelerini de bu bölümde bulabilirsiniz.

Bu güzel eser Beşir Ayvazoğlu’nun kaleminden çıkmış ve Kapı Yayınları tarafından yayınlanmış. 260 sayfa civarındaki kitap kahve severler için güzel, edebiyat sevenler için çok güzel, her ikisini de sevenler için harika bir eser.

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir