Kadın-Erkek Rolleri Değişiyor

Kültürel deformasyonun bizi getirmiş olduğu noktada kadın ve erkek rolleri arasındaki geçişkenliğin farklılıkları saydamlaştırırcasına arttığına şahit oluyoruz. Her türlü topluluğun temel özelliklerinden sıyrıldığı bir dönemden geçtiğimizin hepimiz farkındayız. Birkaç yüz yıl öncenin toplumuyla günümüz toplumu arasındaki en büyük farkın değişim hızı olduğunu düşünüyorum. Bin yıl önce, bir kuşağın değişmesi için asırlar geçmesi gerekirken geçtiğimiz yüzyılda kuşakları on yıllarla ifade ediyorduk. 60’lar kuşağı, 70’ler kuşağı gibi. Şimdiyse insanlara adeta kuşak nakli yapılıyor. İki üç sene görmediğiniz bir tanıdığa rast geldiğiniz zaman inanılmaz bir değişimle karşılaşıyorsunuz. Çok iyi tanıdığınızı düşündüğünüz o insan, bir de bakıyorsunuz bambaşka birisi olmuş. Şeklî değişiklikten bahsetmiyorum, düşünüş şekli değişmiş. 

Kadın erkek rollerindeki değişim de içinde olduğumuz için fark etmediğimiz ve fakat zaman makinesi ile geçmişe gidip günümüze dönebilsek uçurumu görebileceğimiz bir değişim. Günümüz toplumunda kadın rolleri ile erkek rolleri çok fazla iç içe geçmiş durumda. Küresel kültür, kadın erkek eşitliği dayatmasını bütün zihinlere sokarken, nesne konumundaki zihinler buna hiç karşı durmuyor. Kadının ve erkeğin ailenin üyeleri olarak var olan rollerinin harcama davranışlarına yapacağı etkinin yerel kültürlerin sürekliliğine yapacağı etkiden daha önemli olduğunu düşünen oyun kurucular rolleri birey olarak dağıtmak için çaba gösteriyorlar. Kadın veya erkek olmayıp, birey olan insandan da ailenin kültürel kodlarının aktarımı hususunda, çocuk yetiştirme hususunda, toplumun geleceğini inşa etme hususunda çok da yüksek bir performans bekleyemezsiniz. 

Toplum içinde kadının rolü aslında hücre içindeki çekirdeğin rolü ile benzerdir. Hücre nasıl ki canlının genetik kodlarını muhafaza ediyorsa kadın da içinde yaşadığı toplumun kültürel kodlarını taşır ve annelik rolüyle kendisinden sonraki kuşaklara aktarımını gerçekleştirir. Erkeğin rolüyse daha çok bu müessesenin koruyuculuğu şeklinde belirlenmiştir. Baba olarak ailenin sürekliliğini dışarıdan gelecek menfi tesirlere karşı durarak sağlayan erkek, kültürel aktarımı ikincil bir şekilde yaparken öncelikli olarak ailenin iaşe temini ve muhafazası görevlerini yerine getirir. Bu şekilde yetişen çocuklar ailelerinden aldıkları dil bilgisi ve din bilgisinin yanında yaşadıkları topluma ait kültürel ve ahlaki değerleri de alır ve yaşantılarına uygularlar. Toplumsal huzurun inşası ve sürekliliği için temel eğitimini doğru bir şekilde almış, manevi açıdan doyuma ulaşmış ve dolayısıyla ruhsal manada dingin bireylerin çoğunlukta olması en önemli şarttır. 

Günümüz dünyasında, insanların televizyon ve internet vasıtası ile maruz kaldıkları kültürel baskı kadın ve erkek kimliklerini saydamlaştırma baskısını barındırıyor içerisinde. Kadına erkek gibi davranma teşviki yapılırken bir de bakıyorsunuz ki erkekler kadın gibi davranmaya başlamış. Kadınlar, “sen her şeyi başarırsın” mottosuyla hiç de gerek olmayan işlere soyunurken, erkeklere de aynı özgürlük teraneleriyle kadınca işler allanıp pullanarak sunuluyor. Bir bakıyorsunuz kadın, ne gereği varsa, kamyon şoförlüğünden inşaat bekçiliğine kadar türlü meslekleri altı boş bir güven duygusuyla anneliğe tercih ediyor. Bir bakıyorsunuz erkek, ailesini kurmak yerine kendisini boş bir özgürlük anlayışının kucağına bırakmış, eğlence ve haz peşinde koşarken babalık melekelerini yitiriyor. Kendisine, ailesini koruması için verilen kuvveti, yeterince olgunlaşmadığı için kendi ailesine yöneltiyor. Erkek kadın gibi süslenme, kadın erkek gibi güçlenme peşinde. 

Bu değişimin neticesinde ortaya çıkan adli ve adi vakaları televizyonlardan izleyip, “ne hale gelmişiz” diye üzülüyoruz. Durumun bu ölçüde içler acısı olmasının sebeplerini de aynı şekilde düşünmek lazım. Kadına kadınlık, erkeğe erkeklik yakışıyor. Bunun bilincinde olup, buna göre hayat tanzimi yapmak toplumsal huzurun geleceği açısından büyük önem arz ediyor. Fakat kartları dağıtanlar için önemli olanın aile değil de harcama davranışı olması aile kavramının kökten değişeceğinin ve bu rollerin neredeyse tamamen yok olacağının habercisi.

21 Şubat 2022 Net Haber yazım

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir