İslami Tebliğde Işid Modeli

Başlığa aldanarak böyle bir model olduğunu düşünmeyin. Bugün Irak ve Suriye mıntıkasında katliamlarını sürdüren bu ekibin İslam’la ya da tebliğle uzaktan yakından alakaları olamaz fakat ne yazık ki ön kimlik olarak kullandıkları Müslümanlıkları onları dünyaya böyle tanıtıyor. Yine ne yazık ki bunlar sayesinde İslam böylesi bir şiddet ve vahşet dini olarak tanınıyor Müslüman olmayan tarafından.

İslam’ın doğuşunda ve yayılışında kelle uçurmak, diri diri adam yakmak gibi uygulamalar olsaydı bugün bu din Arabistan yarımadasının dışına çıkamamış yerel bir din olabilirdi ancak. Kötü örnekleri örnekten saymazsak genellikle İslam, girdiği coğrafyaların çağ atlamasına sebep olmuştur. İnsan hakları, toplumsal ilişkiler, akraba ilişkileri, hak ve yükümlülükler gibi sayamayacağımız kadar çok konuda İslami yorum girdiği ve kabul gördüğü yerleri karanlıklardan kurtarmış, nurla tanıştırmıştır. Peygamber Efendimiz dönemindeki tebliğ şekline bakarsanız tebliğin lisan ve hal ile yapıldığını görürsünüz. Savaşlar, savunmak amacıyla yapılmış; fethedilen yerlerdeki insanlara dini konularda baskı yapılmamıştır. Dünyanın ilk anayasasını Peygamber Efendimiz Medine’de yayınlamıştır. Bu anayasada bugün bile ütopik sayılacak maddeler içermektedir. İlgili anayasanın 25. Maddesinden bir bölümü örnek olarak veriyorum: Yahudilerin dinleri kendilerine, müminlerin dinleri kendilerinedir.

Bakar mısınız 7. Yüzyıldaki kanun maddesine. Bugün bu maddeyi IŞİD’cilere okutsak, okutanın kafasını keserler kâfirdir diye. Kara sakallı, ne idüğü belirsiz, kimin hizmetinde olduğu belli olmayan bu zihniyet Hz. Peygamber’in anayasa maddesini bile kabul etmez zira bağnazlık; kanserden daha tehlikeli, gripten daha hızlı bulaşan bir hastalıktır. “Ne demek Yahudilerin dinleri kendilerine” der, hem Yahudi’nin kafasını keser hem bunu söyleyenin.

Şükür ki İslam tarihinde, tebliğ açısından, bu bağnazlardan çok peygamber metodu uygulayanlar vardı. Kimsenin canına, malına dokunmadan ilerlediler dünya içerisinde. İslam’ı kılıçla değil hatta lisanla dahi değil, hal lisanlarıyla anlattılar. Bugün dünyada belli bir Müslüman kalabalığı varsa bu, tebliği adabıyla yapanlar sayesindedir. Aynı şekilde, bugün İslam terörizmle, şiddetle birlikte anılıyorsa bunun da sebebi Müslümanlığı vahşilikle karıştıranlardır.

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan