İdealler ve Döngüler

Ramazan zor zenaat. Hele ki mevsim yazsa. Kafamın içi akşama kadar uğuldayıp duruyor. Tren yolunun kenarında oturan insanlar nasıl alışıyorlardır acaba vakti belirsiz gürültülere. Ya da çok gürültülü bir yerde çalışan adamın beyni uğuldanmaya alışkın mıdır? Keşke beyinlerimiz için birer kavanoz olsa yatağımızın başucunda. Kullanmadığımız zaman kavanozuna koysak, istirahat etse diğer organlarımız. Akşam yatarken ya da gün içinde birazcık sükuta ihtiyaç duyduğumuzda. Ramazanda beynimizi kavanozuna koysak, bayrama kadar bütün rutin ihtiyaçlarımızı omurilikle sürdürsek. Yeni şeyler düşünmesek ve öğrenmesek. Sizi bilmem, ne yaparsanız yapın. Keşke bazen şalterler indirilebilse.

İnsanın joker hakkı olmalı, yarışmalar gibi. Darda kaldığında cebinden bir adet joker kartı çıkarmalı ve “Ben yokum arkadaş, jokerimi kullanıyorum” demeli. Yanlış yapılan tercihlerde de kullanılabilmeli bu jokerler. Yanlış okunmuş bir okul, bir bölüm. Belki de bir zamanda geriye dönüş ihtimali. Tanımasaydım denilen bir insan, yaşamasaydım denilen bir an, olmasaydı denilen olanlar. Hepsi geri çevrilebilse. Ama olmuyor olmuyor. Lanet olası okulu bitirdim, arkasından lanet olası kararlar vererek lanet olası işlerde çalıştım. Bu süre zarfında lanet olası insanlarla tanışarak hayatımı daha da fazla bataklıklaştırdım. Her kararımda daha da içinden çıkılması zor bir hale geldi. Şimdi joker hakkımı kullanmak istiyorum. Gerçi tek jokerle temizlenmeyecek kadar b.ka sardı herşey amma olsun, ben bir taneyle de idare edebilirim.

Düzen insanlara idealleri olmasını emrediyor. Rica etmiyor, öğüt vermiyor. Direk emir veriyor. Düzenin içerisinde yaşıyor olmasına rağmen kendi döngüleri içerisinde mutlu mesut ve de bahtiyar olan insanlar mevcut. Bu insanlar için var olan düzeni sürdürmekten öte bir ideal yok. Ne kazanılandan daha fazla para, ne gelinenden daha fazla bir mevkii. Fakat düzen değişik vesilelerle bu insanları bu döngülerinde bırakmıyor. İlla ki idealler belirleyeceksin kendine ve koşturacaksın diyor. Mutluluğun her zaman bir sonraki bahara ertelenmesini istiyor. Döngüsü içerisinde mutlu olan insanların da önüne amaçsızlık gün geliyor kocaman bir taş gibi çıkıveriyor. Taşı çıkaranlar da amaçsız insanın hayatında bulunan amaçlı zavallılar. Uyumlu faniler yani.

Ramazanın değişik bir havası var. Açlıktan mı susuzluktan mı bilinmez, insan düşüncesinin gidiş yolları değişiyor. Hatta bazen farklı yerlere de çıkabiliyor. Daha bir duygusal, daha bir depresif oluyorum ben şahsen. Sonra da bazen kaderime küfrediyorum bazen de düzene. Geçmiş günlerim geri gelmiyor ama işte. Geçirdiklerimi de gelecekte dönüp baktığım zaman hayıflanmayacağım şekilde geçiremiyorum. Hayat böyle bir şey olsa gerek.

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

7 thoughts on “İdealler ve Döngüler

  1. Günlük saçmalıklar, her yerde. Kaçamıyor muyuz? Geçmiş gelmeyecek mi? Bugün devletimin nadide üniversitelerinden birine gittim hasbel kader. Güzelmiş öğrencilik. Büyüklerin saçma sapan dertleri yok. Senin sevimli küçük dünyan var. Dünyana başkasının müdahale hakkı yok. Hayat benimdi o zamanlar. Başkalarına harcıyoruz galiba hayatı. Başka şeylere. Nelere?
    Allah demeden yaşanmaz bu hayatta. Allah demeden ve O’nun için yaşamadan, hayat yok hükmünde. Gün içinde birazcık bile hissetsem, yaşadığımı hissediyorum. Sadece O. O ve ben. O ve ben. Gerisi ayrıntı, angarya. Keşke hep öyle hissetsem.

  2. Benim bu durumda insanlara nacizane tavsiyem “ideal döngü”nün peşinde koşmaları. Meselea benim için bugünlerde ideal döngü iftarla sahur arasındaki çay sigara kitap döngüsü, bu döngüyü fesad eden tek şey ise nefsime uyup bir grange kitabı almış olmam. gayrısından pek memnunum. Bence herkes de kendine ideal bir döngü bulsun, hem ideali olur hem döngüsü. O ve Ben de güzel bir döngü aslında, o ve ben; ben ve o. aslında düşündüm döngü güzel şey arkadaş, keşke hep dönebilsek.

    Döngülerinizden rahatsız olmayın, onları sevin. döngüsüz bir hayat insana uygun değil, bak birgün baştan aşağı orijinal, tepeden tırnağa sürpriz kesilmiş bir hayatla karşılaşırsınız ambole olmaktan beyin damarlarınız çatlar haberiniz olsun da uslu durun : )

    Sitenin bu hali süpper olmuş, yapanın eline sağlık. Önceden telefondan bağlanıyordum, orada da galiba sitenin formatından sebep, yazıların hep yarısını okuyabiliyordum. Yarısını ama ilk aklınız geldiği gibi değil, yazıyı harflerin diziliş istikametini dik kesecek bir çizgiyle ikiye böldüğünüzü düşünün, hah işte ben sol tarafını okuyordum. Belki o yüzden daha önce yazdıklarınıza hakkıyla yorum yapamamışımdır. Geri dönüp tekrar bakmam gerekecek. Ama her halukarda daha önce yaptığım yorumları ölümüne savunurum haberiniz olsun.

  3. “Telefonumla internete giriyorum, sizin yok mu, bu artık ayağa düşmüş bir teknoloji, çok adiyattan olduğu için su içme rahatlığında anlatıyorum mevzuyu, o yüzden bardağın yarısını görebiliyorum” mesajlarını buradan vermesek. Biz avam telefonla sadece konuşuruz. Nasıl bağlandığınız konusunu bilemeyeceğim, malum burada esas usule mukaddem. Esasen de bu kadar dönmeye meyletmiş havası uyandırmasanız biz dönmelerden hoşlanmayan Türk fertleri olarak memnun oluruz. Zaten anladığımız kadarı ile, zat-ı aliniz okuduklarına yorum yapmış şimdiye kadar. Rica ederiz telefonla hava atma lüksünü bir kenara bırakıp yazdıklarımıza yorum yapınız. Biz çinlilere benzemeyiz. Ayrıca ilk çinlinin erkek olması çok kötü. Bilesiniz. Ve tabii ki, ille de O ve ben…

  4. Abi bir de bu site almanca olmuş. Almanca şahs-ı şahaneme cem yılmazın almanca filmler hakkındaki yorumunu hatırlatıyor. Almanca sitede dönmelerden bahsedilen bir ortam. Site ciddi bi pornografik havaya bürünmüş. Bilinç altı işte:)

  5. yani bu konuyu ciddi ciddi düşündüm aslında; telefonla bir yerden bir yere giderken sadece “dikine yarısını” okudugum yazılara şu döner halimle bu çapta mukabele edebiliyor oluşumu alenen ortaya yerde belirtmek insanları sinirlendirebilir mi acaba diye ciddi sıkıntılar çektiğimi hatırlıyorum ama yapacak bir şey yok; bu ataerkil zihniyeti deşifre etmek, damarlarınıza işlemiş geleneklerden biraz olsun kurtulabilir misiniz diye bu bezirgan saltanatı, bu zulüm bitsin diye deneyeyim istedim.

    Dönmenin ahlaki boyutunun şüpheli görülüyor olması dönmemeyi nasıl bir ahlaki seviyeye kavuşturuyor anlayamadım?

    Velhasılı dönmesem de dönenlerin de konuşabileceği bir türkiye özlüyorum, birbirimizi kucaklayabileceğimiz, sevebileceğimiz bir türkiye. Herkesin bir başkasının derdiyle hemhal olabileceği bir ülke için yapıyorum ben bunları.

    Bilgilerinize arz ederim.

    [Dün okudum bakanlıklardan bir tanesi arz ederim demeyi yasaklamış, çok güldüm, hoşuma da gitti ama tedavülden kalkmadan arz edesim geldi]

  6. Abi ben bilemeyeceğim, beni bu zihniyet kucaklamasın diyor içimden bir ses. Bilemiyorum ben tam sükuna kavuşamadım. Galiba korkuyorum, bu zihniyetten olmasa da bu zihniyetin eşrafından arkayı kollayamamaktan…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir