Hayrullah Efendi Tarihi II

Hayrullah Efendi Tarihi’nin 2. cildi Orhan Gazi dönemi ile başlıyor. Yazarın tasnifine göre ilk kitap iki ciltlik yer tutmuş. Her cilt üç veya dört fasıldan oluşuyor. Bu 2. cilt dört fasıllık üçüncü kitap ile üç fasıllık dördüncü kitap ile devam edip beşinci kitabın ilk faslı ile son buluyor. Hayrullah Efendi külliyatının önemli bir kısmını çağdaş devletlerin tarihlerine ayırmış. Örneğin 1. Murad devrini anlatırken bu devirdeki çağdaş devletlerin hepsinin ahvalinden de bahsediyor. Fransa’dan İngiltere’ye, Çin’den Hindistan’a, İran’dan Fas’a kadar aklınıza gelecek her yerle ilgili bilgi vermiş.

Bu cilt 240 sayfa. Yıldırım Bayezid’in tahta çıkışına kadarki hadiseleri içeriyor. Notlar ise şöyle:

Yine bir rüya var. Ertuğrul Gazi imamın evinde kaldığı gece torunlarına saltanat geleceği rüyasını görmüştü. Osman Gazi ise Şeyh Edebalı’nın göğsünden kendi göğsüne bir ışığın geldiğini ve bu ışıktan koca bir ağacın çıktığını görmüştü. Burada, Orhan Gazi yiğitlerinden Abdurrahman Gazi’ye kuşattıkları kaleden bir not gelir. Notu gönderen, rüyasında Abdurrahman Gazi’yi gördüğünü, gece vakti kale kapılarını açıp orduyu içeriye alacağını söylemektedir. Meğer ki Aydos kalesinin tekfurunun kızı olsun bu notu atan. Hayrullah Efendi sanki biraz tirübine oynamış gibi bazı yerlerde.

Osmanlı paraları ile ilgili bir bilgi var. İlk parayı Orhan Bey bastırmış biliyoruz. Sonrasında Yıldırım Bayezid “Emir ve Sultan-ı Rum” ibaresi ile para basmış. Akdeniz ve Karadeniz fetholununca Yavuz Sultan Selim “Sultan-ül Bahreyn” ibaresi ekletmiş. Daha sonra Mekke ve Medine’nin fethi ile bu da eklenmiş unvanlara.

Süleyman Paşa ile babası Orhan Gazi arasındaki mektuplaşmaya biraz detaylı yer vermiş yazar. Süleyman Paşa “Devletlû babam Hüdavendigar” diye başlamış mektubuna Orhan Gazi ise “İkbal sahibi, kaderi yüksek oğul ve Allahın kuvvetlendirdiği derecesi yüksek müşir ve kumandan oğlum Süleyman Şah” demiş.

Süleyman Paşa’nın Rumeli fetihleri çok fazla. Osmanlı’nın bu dönemlerindeki stratejileri ve fetihleri destansı bir kahramanlık ve zekâ ürünü. Ne yazık ki bu cengâver daha kırklı yaşlarındayken vefat ediyor. Orhan Gazi de, Hayrullah Efendi’ye bakılırsa oğlunu kaybetmenin üzüntüsüyle vefat ediyor. Osmanlı tarihinde bu bölüme her gelişimde ben de üzülürüm Süleyman Paşa’nın vakitsiz kaybına.

İlk ciltte, Osman Gazi’ye atfedilen bir şiir vardı, notlarıma almıştım. Burada da Orhan Gazi’ye atfedilen bir şiir var ki çok inanmadığımdan almadım.

Lala Şahin Paşa’dan birkaç yerde bahsedilmiş. Öne çıkan özelliği, Hacı İlbeyi’ni kıskançlıktan ötürü zehirletmesi. Bu dönemin efsane ismi Gazi Evrenos Bey dahi kendisine güvenememiş bir türlü.

Gazi Evrenos hakkında Rum asıllı oluşu bilgisini başka yerlerde de okumuştum. Burada da mevcut. Fakat efsane oluşunu değiştirmiyor bu. Yüzlü yaşlarında bile elde kılıçla savaşan bir zat. Ah bir de fetret devri olmasaymış.

Kosova savaşından önce 1. Murad komutanlarını toplayarak her birinden fikir soruyor. Karşılıklı konuşma şeklinde verilmiş bu toplantı. Gazi Evrenos’un buradaki yaşı 90 filan olduğundan yaşına ve bilgisine hürmet ediliyor, fikri tatbik ediliyor. 35 sene daha savaşacaktır kendisi.

240 sayfalık kitap, Zuhuri Danışman tarafından hazırlanmış, Son Havadis gazetesi tarafından 1971 yılında basılmış. 

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir