Gümrah

Gümrah deyince nedense aklıma hep mecrasından çıkarcasına dağlara taşlara kendini vuran sular gelir. Aynı Fuzuli’nin Su Kasidesindeki o başını taştan taşa vurup gezen avare su gibi ki onun gayesi peygamberin ayağının toprağına ulaşmaktır. Gümrah bir su da yolundan çıkmış, bilinmez hangi sebeple başını taştan taşa vurarak dolaşır durur.

Bir de gümrah deyince aklıma masaldaki Rapunzel’in saçları gibi kabar kabar olmuş uzun, dalgalı saçlar gelir. Gerçek hayatta pek olmaz böylesi, Mustafa Keskin örneğini müstesna tutarsak sadece masallarda, çizgi filmlerde rastlanır böyle gümrah saçlı adamlara. Günlük hayatta da örnekleri olsa da gümrah saç hikâyelere özgüdür.

Babaannemin evinin arkasındaki birkaç tane ağaç gelir aklıma gümrah denince. Kendi kendine bitmiş, aniden yükselmeye başlamış bu ağaçları görünce boş araziler hep bunlarla doldurulsa dünya yemyeşil olur diye düşünmüştüm.  Sonra annem bu ağacın isminin “arsız ağaç” olduğunu söyleyince vazgeçer gibi oldum fikrimden. İsmi itici geliyordu. Sonra ağacı biraz yakından müşahede edip de kokusunu fark edince büsbütün vazgeçtim. Gümrah ağaçlardansa adap-yordam bilen ağaçlar daha tercih edilirdi.

Hayat böyle bir şey değil mi zaten. Gümrah olandansa yolunda olan daha tercih edilir, bir gayesi yoksa. Gümrah kelimesini parçalayınca ortaya çıkan “güm” kem oluyor “rah” ise yol. Kötü yol, normal olmayan yol, zor olan yol, düzeni bozan yol. Suyun Peygamber Efendimiz’in hak-i payine ulaşmak için başını taştan taşa vurması, Mustafa Keskin’in Allah rızası için dervişane bir niyetle saç uzatması gibi bir mana yoksa gümrahlıkta; daha düzgün olan yol tercih edilmelidir derim. Aksini düşününce obez olmuş bir çocuk geliyor aklıma. Bilinçsiz beslenme sonucu çok fazla büyümüş gümrah bir velet ya da aynı şekilde büyümüş gümrah canlılar. Planlama yokluğundan biçimsiz büyümüş şehirler, düzensiz atılmış adımlar, düşüncesiz büyümüş her şey.

İfade etmek istediğim nokta planlı büyümeyle plansız büyüme arasındaki fark. Birisi bir akarsu diğeri taşkın akan bir sel. Mevzu bir şehir yahut bir şirket olabilir. Bir aile ya da bir devlet olabilir. Plansız şekilde büyüyenlerin netice itibariyle alacakları hal, ölçü ne olursa olsun çirkin olacaktır. Sadece inşaat sektörünün büyümesiyle büyüyen bir ekonominin büyüklüğünün çirkinliği gibi, sadece batıya doğru büyüyen bir şehrin görüntüsünün çirkinliği gibi…

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir