Göç Bakanlığı Kurulmalı

Kültür transferinin en kolay yolu dijital aletlerden geçmektedir. Dünyada baskın kültürün batı kültürü olduğundan şüphesi olan en yakınındaki aynaya bakarak neye benzediğini detaylı bir incelesin. Hepimiz batı kültürünün baskısı altında uzun yıllar yaşadıktan ve zaman zaman direnip zaman zaman kendimizi akıntıya bıraktıktan sonra batılılara dönüştük. Batının ahlakını değil de ilmini alma söylemleri romantik hayaller gibi geliyor şimdi. Dönüştüğümüz batılıdan geri dönme ihtimalimizin olmayışı bir yana şimdi bindiğimiz bu uzay gemisinde, ışık hızına yaklaşan süratlerle savrulup duruyoruz. Batı dünyasında yeni bir eğilim mi var? On beş dakika sonra bizde. Dijital bir devrim mi yaşanıyor? En kolay biz adapte oluyoruz. İnternet siteleri deli gibi veri mi topluyor? Önce verilerini değerlendirmeye sunan biz oluyoruz. Blok zinciri mi aklınıza önce gelir mobil uygulamalar mı? Hepsinde de biz batıyla aynı anda varız zira biz de artık batıyız. 

Ülkemizin aldığı büyük göç dalgalarının kültürel manada erimesi de bu sayede nispeten daha kolay olacaktır. Dijital aletlerin sürekli transfer ettiği batı kültürü hızlı bir şekilde göçmenleri de dönüştürecektir. Asıl dikkat edilmesi gereken nokta kültürel dönüşümden ziyade ekonomik dönüşümdür. Geçtiğimiz hafta Türkiye’de 3,7 milyon Suriyelinin olduğuna dair iyimser verileri aktarmıştım size. Bunlar sadece resmi veriler, bir o kadar da gayri resmi göçmen varlığının olduğunu siz hesap edin demiştim. Bu büyüklükteki bir göçmen popülasyonunu barındıran başka bir ülke yok. Bu yüzden göçmenler Türkiye için başka ülkelere nazaran daha önemli bir problem. 

Suriyeli ve son zamanlarda başlayan Afgan göçmenlerle alakalı kültürel ve ekonomik zorluklarla karşılaşacağız. Her problemle ilgili elimizde cılız bir din kardeşliği silahı var ve uzun vadede sorun çözücü olacağı hususunda şüpheliyim. Kültürel problemler konusunda daha iyimser oluşumun nedenlerini açıkladım. Zaten herkes ekran karşısındaki robotlara dönüşüyor. Ekonomik açıdansa zaten büyük olan problem her geçen gün daha da büyüyecek. Milyonlarca insanın bir ülkede yaşıyor olmaları üç gün misafirlik çerçevesinde beş gün inayet çerçevesinde değerlendirilebilir fakat artık yavaş yavaş bıçak kemiğe dayanmaya başladı. Bu insanların büyük çoğunluğu açlık sınırının altında yaşıyor. İçinde yaşadıkları toplumun üretimine yeterince katkı sunmayıp tüketiminden pay alıyorlar. Düzensiz bir şekilde şehirlere dağılmış durumdalar ve bazı işlerde köle gibi çalışıyor ya da dilencilik, çöp toplayıcılığı yapıyorlar. Bıçak hem misafirler hem de ev sahipleri için kemiğe dayanmış durumda. 

Türk hükümeti için yapılacak en doğru iş bir Göç Bakanlığı ihdas etmek. Her ilde şubeler oluşturarak göçmenleri kayıt altına almak. Kayıt altındakilerin geri dönebilecek durumdakilerini memleketlerine yolcu etmek. Henüz gidemeyecek durumda olanları dilencilik, çöp toplayıcılığı gibi ev sahipliğine yakışmayacak işlerden kurtararak meziyetlerine göre iş vermek ve üretime katkı sunmalarını sağlamak. Çocuklarının eğitimlerine önem vererek içinde yaşadıkları topluma katkı sunma bilinciyle katılımlarını sağlamak ve tüketen değil üreten insanlar olmaları için çaba göstermek. Dünyada en çok göçmen barındıran ülkesinin atması gereken en önemli adımlardan birisi de göçmenlerle ilgili stratejiler geliştirmek olmalı. Kurulan organizasyonlar bu insanları evlerine yollamalı, yollayamadıklarının da sefalet içinde değil insanlık onuruna yakışır şekilde yaşamalarını ve yaşadıkları topluma katkı sunmalarını sağlamalıdır.

13 Eylül 2021 Net Haber yazım

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan