Geziye Çıkmak

Son günlerde gündemi bir hayli meşgul eden ‘gezi’ olayları ile ilgili benim de fikrimi soranlar oluyor. Ne yazık ki hiçbirine doğru düzgün cevap veremiyorum zira benden beklediği gibi ak veya kara diyemiyorum kimseye. Hadiselere tek yanlı bakmak kadar tehlikeli bir düşünme şekli yoktur. Ne yazık ki Türk milletinin karakteristik özelliğidir “ya hep ya hiç”. Ya kahrolsun hükümet ya da yok olsun eylemciler. Arası yok. Hâlbuki olayı çok yönlü incelemek, herkesin haklı ve haksız yönlerini ortaya koymak, bu olaylarda ikiden fazla tarafın varlığını idrak etmek ve insanlar oraya kendileri mi toplandılar yoksa menfaati olan başkaları mı onları yönlendirdi diye düşünmek lazım.

Gezi Parkı’na yapılması planlanan topçu kışlasını istemeyenler burada çalışan makinelere engel olup protesto gösterilerine başladılar. Buraya çadır kurup nöbet tuttular. Bu davranışı takdir ederim zira halkın tepkisini sadece sandıktan sandığa göstermesi demokrasi anlamına gelmiyor. Böylesi tavırlarla da varlıklarını göstermeliler idarecilere. Hükümetin ‘ben yaptım oldu’ mantığıyla yaptığı icraatlara zaman zaman tepki vermek gerekiyor. Memleketi size vermedik, sadece egemenlik haklarımızı temsil etmeniz için sizi seçtik mesajı verilmiş oluyor böylelikle. Bu gibi protestolar yöneticilerin şapkalarını önlerine koyup düşünmeleri ve nerede yanlış yapıyorlarsa bulup düzeltmeleri için güzel bir fırsat.

Bu protestoculara polis şiddetli bir şekilde cevap verdi. Şiddetin, zarar vermenin hiçbir türlüsü tasvip edilemez. Bu kadar insan bir yere toplanmış bir şey anlatmaya çalışıyorsa gaz bombası atmadan önce dinleyeceksin. Dertleri neymiş anlayacaksın. Dediğim dedik diye diretmeyeceksin halka karşı. Polisler hakkında söyleyeceğim bir şey yok. Neticede kendilerine emredileni yapmak zorundalar. Kader bazı eylemcileri polis, bazı polisleri de eylemci yapabilirdi. Hepsi de bu memleketin insanları. Üzücü olan birbirlerine karşı şiddet göstermiş olmaları.

Bir takım insanlar yakma, yıkma, yağmalama gibi eylemlerle kamu ve şahıs mallarına zarar vermeye başladılar. Bakın bunlar da taraf ama başka taraf. Olayların eşkıya tarafı. Hayvansal güdülerini zarar vererek tatmin ettiler. Bunlar yüzünden eylemcilerin de adı kötüye çıkmış oldu ve belki bunlar yüzünden çok sıkıntı çektiler.

Başka bir taraf da 11 yıldır ezici bir oy çokluğu ile iktidar olan hükümeti çekemeyenler. Bunlar da fırsat fırsattır diye attılar kendilerini sokağa. Halkın seçimini sindiremeyen, kendi bencil düşünceleri uğruna her kötülüğe razı olabilecek olan bu güruh “çobanın oyuyla benim oyum nasıl bir olur” tipindeki fazla kendine güvenen, fazla kibirli insanlardan oluşuyor ki bunların varlığı da başta masum gibi görünen eyleme yeni bir kara sürmüş oldu. Tüm ülkede bunların bezerleri ayaklandı ve güya parktaki protestolara destek olmak için hadiseler çıkardılar. Hazımsızlık ve tahammülsüzlüklerini; bunca yıldır içlerinde biriktirdiklerini ortaya döktüler. Bunlara yobaz ya da anarşist diyebiliriz. Bu parti iktidar olmasın da ne olursa olsun düşüncesi, demokratik yollardan bunları alaşağı edemeyeceğiz, bari isyanla, darbeyle, ihtilalla atalım düşüncesi vatana ihanettir. Bir idareyi sevmiyor olabilirsiniz, meşru yollardan bunu izah eder, fikrinizi yaymaya çalışırsınız, başarılı olursunuz ya da olmazsınız. Hadiseyi terörize ermenin alemi yok.

Özetle demek istediğim şu. Eylemcilerin haklı ve takdir edilesi sebepleri var fakat her eylemcinin değil. Eylemcilerin iyi yanları var ama dört dörtlük değiller. Aynı şey hükümet için de geçerli. İyi yaptıkları bir çok şey olmakla birlikte beceremedikleri, yanlış yaptıkları da çok şey var. Herkes mutlak kötü olamaz mutlak iyi olamayacakları gibi. Bu hadiseyi bir demokrasi sınavı olarak değerlendirmek, kendi açımızdan hadiseleri yorumlamak ve bir kötülük arıyorsak önce kendimize bakmak lazım. Aksi halde kötü bulmak kolay, kavga etmek kolay, yıkmak kolaydır. Amacımız üzüm yemekse hepimize yetecek kadar üzüm var.

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

3 thoughts on “Geziye Çıkmak

  1. Müthiş yarış olur bir oy peşinde
    Arabalar uzun konvoy peşinde
    Ekonomi kavrulur ateşinde
    Miting hazırlığı… Güne başlarken

    Muhabbet içinde adayla, seçen.
    ‘’Oyum senin’’ diyor kahve, çay içen
    Ah! Vefalı olsa koltuğa geçen.
    Ümitler, ümitsiz Güne Başlarken

    Tohumdur bugün olan harcamalar-
    Senden, benden yarın misliyle çıkar.
    Her hediyede tüysüzün hakkı var
    Düşün, öyle el aç güne başlarken.

    Köşeyi dönecek işi bilirler.
    Ucuza gidecek yine fakirler.
    Ne tövbe, ne ölüm çıkmaz bu kirler
    Üstüne kir koyar Güne Başlarken

    A’dan, Z’ye toplasak bu masrafı..
    Gülük, gülistanlık yaparız her tarafı.
    Ne yazık devlet teşvik eder israfı
    Kaç kişi sabah aç Güne Başlarken

    Birisi oyu hakkında konuştu.
    Günler boyu ne fırtınalar koptu.
    Beklide söylediği çok doğruydu.
    Kişi: kişi. oy: oy Güne Başlarken

    Pusula basımına dönen oyunlar.
    İtirazla kurtuldu ne trilyonlar.
    Nerede hesap soracak olanlar?
    Dün dündü, gün bu gün Güne Başlarken

    Sık sık anarlar Hazreti Ömer’i..
    ‘’Ö’nün noktası olamaz hiçbiri
    Yarınlar geliyor bugünden geri
    Günün kadrini bil Güne başlarken

    Bugünleri görmüş Şeyh Edabali.
    Hep lale devri İktidarın hali
    Seçim yardımına kansın ahali
    Karnı tok üç, beş gün Güne Başlarken

    Seçilecek daha iyisi yokmuş..
    Tavsiyeye, teşvike karnı tokmuş…
    At gözlüğü onu gaflete sokmuş
    Pembe dünyalarda Güne Başlarken

    Güçlü olarak çıksın demokrasi
    Kimisi ısrarla ‘’onu ‘’taşlarken.
    Felaketimiz olur yoksa aksi.
    Özgür olamazsın Güne. Başlarken

    Uzun bir süre yürütme askıda.
    Oy için toplum markajda, baskıda.
    Yapanın yok değil hani hakkıda.
    Emir vermek güzel Güne Başlarken

    Bilinçli olarak oy ver partiye.
    Yetkini böyle bildir siyasiye.
    Dünyanın göz bebeğidir Türkiye
    Oynanır oyunlar Güne Başlarken

    ORHAN AFACAN

  2. hükümetin iyi yaptıkları da var. kötü yaptıkları da var minvalinde yazmışşsın . hükümet neyi iyi yapıyor ya da neyi kötü yapıyor sence?

    1. Her özel ve tüzel kişinin iyi ya da kötü yaptıkları oluyor. Ben iyinin takdir edilmesi, kötünün eleştirilmesini savunuyorum. Sigara karşıtı kanunlar iyiye örnek, eğitim sisteminin sürekli değişmesi de kötüye örnek olabilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir