Gerçek Covid-19 [Orhan Kara]

Bu kitap, ortaya çıkışından bugüne kadar hepimize çok sıkıntılar çektiren Covid-19 hastalığı ile alakalı tüm ezberleri silecek cinsten bilgiler içeriyor. Bu nasıl bir hastalıktır ki çıktığı günden itibaren hiçbir hasta doğru düzgün ne muayene edildi ne de takip edildi diye soruyor yazar. Hastalık çıktığından beri medya vasıtasıyla sadece korku pompalandı insanlığa ve Covid-19 insanların düşüncelerinde imaj olarak sadece ölüm meleğinin çağrışımını uyandırıyor.

Doktor Orhan Kara, hastalığın yayılması ile birlikte yanlış giden bir şeylerin olduğunu düşünen korkusuz bir hekim. Hastalığı tespit ettikten sonra hastaların avucuna bir kutu ilaç tutuşturup evlerine hapseden sistemin baştan sona yanlış olduğunu keşfetmiş. Hastalarından kaçmak yerine onları muayene etmiş ve hastalığın seyrini takip ederek çeşitli bulgulara ulaşmış. Bu bulgularını dünyanın en büyük sektörlerinden biri olan sağlık sektörüne anlatamamış zira sağlık sektörü milyarlarca dolarlık bir hacme ulaşmış durumda ve böylesi Don Kişotların bu devasa sektörler mücadele etme ihtimali yok. Sağlık sektörünün amacının insan sağlığından ziyade para kazanmak olduğunu hepimiz biliyoruz. Orhan Kara’nın ortaya koyduğu tez, sektörü zarara uğratacağı için hekimimizin anlattıklarına herkes kulaklarını tıkamış. Orhan Hoca mesleğini bırakarak çiftçiliğe başlamış. Deneyimlerini de insanlığa olan borcunu ödeyebilmek için kendi imkânları ile bastırmış olduğu bu kitapla ilgililere aktarıyor.

Orhan Kara’nın Gerçek Covid-19 adıyla yayınladığı bu eser adından da belli olacağı üzere, Covid-19 ile ilgili yazarın gözlemlerini içeriyor. Yazara göre bu hastalık öncelikle hastaların bağırsaklarında gelişiyor. Erken dönemlerde alınacak önlemlerle üstesinden gelinebilecek bir rahatsızlık. Bağırsakların kuvvetlendirilmesi, yoğurt-kefir ve benzeri probiyotik yönü yüksek gıdaların tüketilmesi ve ishal önleyici bazı ilaç ve tedavilerin uygulanması hastalığın tedavisi için önemli adımlar. Hareket etmek de önemli bu hastalıkta, eve kapanarak tedavi olmaktansa hastaların açık havada hareket etmeleri iyileşmeleri için daha doğru bir davranış. Şimdiye kadar eve kapatılan, hareket ettirilmeyen ve sıtma ilaçları ile iyileşmeleri beklenen hastalar tabi ki ya çok güç iyileştiler ya da iyileşemediler. Hastalar doğru düzgün muayene edilmiş ve tedavi edilmiş olsalardu bu kadar kayıp yaşanmayacaktı diyor Orhan Kara.

Orhan Kara’nın pandemi ile ilgili yaşadığı ilk soru işaretleri ile başlayan eser hastalığın neden doğru olarak tanımlanamadığını anlatarak devam ediyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı hatalara ayrılan bir bölümden sonra doğru tedavinin nasıl olacağı anlatılmış. Öneriler listeler halinden sunuluyor okuyucuya ki bu tıp eğitimi almamış sıradan insanlar için çok önemli. Aşı konusunda Orhan Hoca’nın önemli eleştirileri var. Haklı olarak yerli aşı üretemeyişimizi eleştirip sebeplerini ortaya koyuyor ve ardından tıp eğitimi almış olanlar için detaylı bir şekilde tezini anlatıyor. İşin aslı bu bölümü ben pek anlayamadım, ilgilileri için aydınlatıcı olur umarım. Yazarın tezini bağlı olduğu bakanlığa anlatmak için yaptığı yazılmalar, meslektaşlarıyla yazışmaları, basında çıkan makale ve röportajlar ile sosyal medyada çıkmış yorumlarla birlikte kitap sona eriyor.

236 sayfalık bu kıymetli eser başta da dediğim gibi, yazarın kendi imkânları ile çıkmış. Ne bir yayınevi var arkasında ne de başka bir kuruluş. Orhan Kara’nın bu asil mücadelesi daha yeni başlıyor. Baskın medyanın ve kuruluşların Orhan Kara’nın bu tezini ciddiye alarak yayınlamaları, akademinin de bu tezi en azından incelemesi ve doğru bulmuyorsa bile gerekçelendirmesi gerekirdi. Fakat maalesef, fincancı katırları ürkmesin diye kimse dinlememiş Orhan Hoca’yı o da kendi imkânları ile kitabını bastırmış ve okuyucunun istifadesine sunmuş.

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan