Ezcümle Dergisi 8. Sayı

Malatya’mızın münevverlerinden Hüseyin Kartal sekiz sayıdır Ezcümle yolculuğunu sürdürüyor. Ben bu tanıtımı yapmakta gecikmiş olabilirim fakat okuyucularım beni mazur görsünler, kitap tanıtımı yapmak için güzel eserler seçmeye çalışmaktan edebiyatımızın ve düşünümüzün beşiği sayabileceğimiz dergilere vakit ayıramadım şimdiye kadar. İnşallah bundan sonra haftada bir yaptığım kitap tanıtımlarının yanında haftada bir yapmayı planladığım dergi tanıtımlarıyla da sizleri bilgilendirmeye çalışacağım. Siftahı Ezcümle’nin sekizinci sayısı ile yapıyorum.
Hüseyin Kartal bu dergiyi muazzam bir emekle çıkarmaya devam ediyor. Edebiyatın toplumun gündemindeki yerini yavaş yavaş sosyal medyaya, mikroblog’lara terk ettiği bu zamanda edebiyat dergisi çıkarmak biraz Don Kişot, biraz da Tarık bin Ziyad olmayı gerektiriyor kanımca. Hele ki derginin a’dan z’ye her şeyiyle Kartal’ın tek başına ilgilendiğini düşününce aklıma ister istemez Nihal Atsız’ın Bozkurtlar’ın Ölümü adlı kitabından bir sahne geliyor:
“Kağan, birkaç adım daha atarak Yüzbaşı Böğü alp’ı bir tek at uşağı ile görünce kaşlarını çattı:
– Yüzbaşı Böğü Alp! Bir erle mi gidiyorsun?
– Evet Kağan!
Kağan öfkesini yenmeğe uğraşarak Böğü Alp’a sordu:
– Batı kağanının katında ok atılsa kim atacak?
– Ben atacağım.
– Kılıç oyunu olsa?
– Ben oynayacağım.
– At yarıştırılsa?
– Ben yarışacağım.
– Güreş yapılsa?
– Ben güreşeceğim.
– Böyle yavuz bahadırsın da neden senin adını şimdiye değin işitmedim?
– Taş yerinde ağırdır kağan!”

Evet, Hüseyin Kartal tek başına her ay ok atıyor, kılıç oynuyor, at biniyor, güreş tutuyor ve başyazısında “Biz hazırlarken tadına doyamadık” demesine rağmen bizim farkında olmadığımız onlarca sıkıntıya katlanarak 8. Sayının içinde Ahmet Özcan’ın “Davası Olmayan Adam Değildir” sözünün muhatabı olanlara dava sahibi olma ve adam olma dersleri veriyor.

8. sayıda neler var?
Öncelikle Ezcümle ile Milli Eğitim Müdürlüğü’nün birlikte başlattıkları şiir yazma yarışmasından bahsetmek istiyorum. Lise öğrencileri arasında düzenlenen bu yarışmanın birincisine hem Ezcümle tarafından hem de Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından çeşitli hediyeler verilecek. Tüm lise öğrencilerini şiir yazmaya davet ediyorum ben de. Kimse sizden yeni bir İstiklal Marşı yazmanızı beklemiyor. Şiir içinizdeki insanın en güzel şekilde kendini ifade etmesidir. Yazacaklarınız size çok saçma da görünse insan oluşunuzun en güzel ispatı olacaktır. Organizasyonun adının “yarışma” olması sizleri aldatmasın. Siz içinizden “paylaşma” da diyebilirsiniz. Yeter ki kalbinizin sesini dinleyin, bir kalbiniz olduğunu hissedip, hissettirin.
Ümit Aktaş’ın şiiriyle başlayan dergi sizi bir solukta içine çekecek. Hemen ardından Cihad Artan’ın Elif’i ve İstanbul’uyla devam eden seyahatiniz sizi Ahmet Özcan röportajının ortasına bırakacak. Ahmet Özcan benim hastası olduğum kalemlerden. Hem yazar, hem düşünür, hem Oblomov. Edebiyat hakkındaki düşüncelerinden sonra davası olmayanın neden adam olamayacağını anlatıyor; yüzlerce yıldır bizleri sömürmekte olan batıya ve bizim yenilgi travmamıza değindikten sonra gelecek yüzyılın İslam’ın dünyayı adaletle tanıştıracağı ümitlerine bizi gark ederek sonlandırıyor söyleşiyi. Halife Bozbayır’ın ozanca nasihatleri, Oğuzhan Kırlı’nın şiirden güzel olduğunu düşündüğüm şiir tahlili ve Bilal Akhoroz’un şiirini okuduktan sonra nasıl da bir solukta dergiyi ortalamış olduğunuza şaşıracaksınız. Bilal Akhoroz’un ve Murat Bilim’in arka arkaya gelen şiirleri bana hukuktaki kişiliğin başlangıcı kavramını hatırlattı. Sağ ve tam doğum. Niyeyse bazı şiirleri okurken bir doğum sancısı hissederim. İfade edilmek istenen şey tam olarak ifade edilememiştir, bir doğum sancısı vardır ortada ama bir doğum ne yazık ki yoktur. Arka arkaya gelen bu iki şiir sağ ve tam bir doğumu ifade etti bana. Eminim şairler de bu şiirlerinden sonra benzeri bir rahatlama hissetmişlerdir. 8. Sayı kıymetli birkaç inceleme, şiirler ve bir hikâyeyle bu sayıda okuyucunun karşısına çıkıyor. Hepsinden bahsedip okuyucunun beklentisi içerisinde olabileceği sürprizi bozmak istemiyorum.
Malatya’da çıkan bu dergiyi sırf içinde güzel yazılar, şiirler var diye değil; Malatya’da çıktığı için, blog, mikroblog, sosyal medya, internet saltanatlarının karşısında yiğitçe durduğu için desteklemek gerektiğini düşünüyorum. Ezcümle elimizin altında bize ait ve yaşatılması gereken bir değer. Ayda 4 TL gibi cüz’i bir harcamayla bu değeri yaşatmaya katkıda bulunmayı ben kendi adıma bir vazife addediyorum.

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir