Evlenmeden Önce [Doğan Cüceloğlu]

Doğan Cüceloğlu’nun “Evlenmeden Önce” kitabı adından dolayı önyargıya sebep oluyor. Sadece evlilik hazırlığı yapanların okuması gereken bir kitapmış izlenimi veriyor fakat öyle değil. Evliliğin içinde olan insanlar da yaptıkları hataların farkına varabilirler böylesi kitapları okurken. Kitabın güzel bir özelliği, hocanın okur mektuplarından çok fazla faydalanmış olması. Diyebilirim ki her konu hakkında bir tane okur mektubu kullanılmış. Bu durum kitabı gerçek hayatla iç içe yapıyor. Bu tür kitapların hayattan kopuk olması, örneklerinin havada kalması, etkisini azaltacak bir etmenken “Evlenmeden Önce” gerçek hayatla beslenerek ciddi bir zemine oturtuyor argümanları.

Korku Kültürü

Evlilikle ilgili problemlerin temelinde iletişim sorunları yatıyor. Evliliklerin bir çok probleminden bahsetmiş Cüceloğlu örnek vakalarla birlikte fakat benim anladığım kadarıyla en temel sorun iletişim. Çiftler, birbirlerine kendi düşünce ve duygularını tam olarak ifade etmiyorlar. Duygular, düşünceler, kaygılar, beklentiler… sözlü olarak ifade edilmedikleri için kırgınlıklara sebep oluyor. Konuşma zemininde paylaşılmayan şeyleri karşı tarafın anlamasını beklemek gerginliklere, küslüklere sebep oluyor. Evliliklerdeki en önemli konu iletişim. Çiftler her konuyu birbirleri ile konuşmalı, herhangi bir alanı “bu kadarını da düşünsün artık” diyerek birbirlerine bırakmamalı.
Mutlu bir evlilik için çiftlerin birbirlerine saygı duymaları gerekiyor. Aynı saygıyı birbirlerinin ailelerine de göstermeleri olmazsa olmaz bir şart.

Evlilikten önceki tanışma dönemleri çok önemli fakat bundan daha önemlisi insanın kendi kendini tanıması ve beklentilerini bilmesi. İki türlü kültürden gelen insan var diyor yazar, birisi korku kültürü bir diğeri değerler kültürü. İnsanlar ya korku kültüründe yetişmiş oluyor –ki örneklere bakılırsa ülkemizin çoğunluğu bu kültürden geliyor- ya da değerler kültüründen. Korku kültüründen gelmiş biriyseniz ya da karşınızdaki böyle biriyse, ilişkinizde denetlemek-denetlenmek esas teşkil edecektir. Değerler kültürü ise karşılıklı gelişimin esas olduğu bir ilişkinin zeminidir.

Mükemmeliyetçi insanlar korku kültürünün ürünüdür. Mutlu olmak için bunlardan mümkün mertebe uzak durmak gerekir.

Karşıdakinin değişmesini beklemek, evliliklerin büyük hatalarından biri. Değişim zor bir süreçtir, evlendiği için bir insanın değişmesini beklemek olmaz. Çiftler birbirlerini oldukları gibi kabul etmeliler, sonraki zamanlarda değişmeleri ihtimalinin üzerine evlilik bina etmekten kaçınmalılar. Beğenmiyorsan evlenme kardeşim diyor yazar özetle, sonradan şöyle olur böyle olur diye evliliğe başlamak hüsranın ilk adımı olur ancak.

Çiftlerin bir aradayken hissiyatları konfor, keşif ya da panik olarak adlandırılmış. Eşinizle birlikteyken kendinizi konfor alanında mı hissediyorsunuz keşif alanında mı yoksa panik mi? Eğer panikse işiniz zor demektir. Konfor alanı iyidir ama sürdürülemez, en iyisi sürekli keşfetmeye devam etmek, keşfedilmeye değer oluşu sergilemektir.
Bir de düğün meselesi var. Kadınların bu kadar üzerinde durdukları düğün Cüceloğlu’na göre bir gecelik bir olaydır ve beraberliği kutlamaktan başka bir amacı yoktur, olmamalıdır. Düğün gününü çok önemsemek evlenme olgunluğuna ulaşmamış olmanın göstergesi diyor yazar.

Şu alıntıyı yapmadan edemeyeceğim, Cüceloğlu da Medaim Yanık’tan alıntılamış:
“Özetle, mutlu evlilikleri olanlar:
1- Doğru kişi ile evli olduklarını düşünüyorlar ve evliliklerini bakışları olumlu;
2- Birbirlerinin farklı taraflarını kabul ediyor ve bu farklılıkları yönetmeyi biliyorlar;
3- Aralarında nasıl tartışacaklarının biliyorlar, birbirlerini incitmeden tartışabiliyorlar;
4- Aralarında küs kalmıyorlar;
5- Birbirlerini çekici buluyorlar ve cinsel hayatlarını devam ettiriyorlar;
6- Şu altı alanda çıkan sorunlarda aralarında konuşup uzlaşabiliyorlar:
– Aileler arası ilişkinin nasıl olacağı,
– Cinsel yaşamın sıklığı ve içeriği
– Çocukların eğitiminin nasıl yapılacağı
– Eve giren paranın nasıl yönetileceği
– Ev işlerinin kimler tarafından ve nasıl yapılacağı
– Boş zamanların nasıl geçirileceği
7- Arkadaşlıkları iyi. Mutlu çiftler eşleriyle beraber olmaktan kaçmıyorlar; aksine beraber olmaktan hoşlanıyorlar.”

Ortak değerler de evliliklerin önemli noktalarından. Çiftlerin aralarında ortak değerlerin varlığı güven duygusunun tesisine sebebiyet veriyor ve bu da çiftin kendisini “BİZ” olarak tarif etmesi sonucunu doğuruyor.

Son olarak, bir okur mektubundan çıkardığım bir şey, o okur da Cüceloğlu’nun diğer kitaplarından öğrenmiş: Çiftler tartışırken karşıdakini suçlayarak konuşmamalı. Suçlamak tartışmaları kısırlaştırıcı bir davranış. Suçlamak yerine neler hissettiğini anlatmalıymış insan. Bu değerli eser için saygıdeğer Doğan Cüceloğlu hocamıza teşekkür ediyorum. Remzi kitabevinden çıkan bu eser 216 sayfa.

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir