Eğlenecek Zaman Değil

Cenazede otururken sokaktan geçen arabaların kornalarıyla irkiliyorum. Düğün konvoyu. Cenazeden ziyade bir gün önce gazetede gördüğüm resimler aklıma geliyor. Suriye’de süren katliam, öldürülen insanlar, öldürülen çocuklar. Kimseye anlatamayacağımı, anlatma ihtimalimin olmadığını bile bile yine söylüyorum. Eğlenmek insanca bir davranış değil. Eğlence insana yakışmıyor. Bu kadar acının olduğu bir dünyada eğlenebilmek için insanın hiç içine dönmemesi, bangır bangır bağıran vicdanının sesine kulaklarını tıkaması gerekiyor. Düğünün, sünnetin, asker uğurlamasının ya da aklıma gelmeyen diğer tüm kutlama merasimlerinin bir adabı olmalı.

Sizin evliliğiniz beni zerre kadar ilgilendirmiyor. O arabalarınızı konvoy yapıp bir yandan da kornaya basışınızın hiçbir anlamı yok. Küçük bir kasabada yaşayanlar için belki herkesin eş-dost-akraba olması hasebiyle bir anlam ifade edebilir fakat ben sizi hiç tanımıyorum ki? Evlenecekseniz edebinizle evlenin. Yakınlarınızın duasını almak sizin için önemlidir muhakkak. Aynı özeni tanımadığınız insanların beddualarını almamak için de göstermelisiniz. Hemen yan sokağınızda yeni ölmüş bir akrabasının yasını tutan insanların varlığı çok büyük bir ihtimal. İnsanlara saygı göstermezseniz sizin cenazeniz olduğu bir gün başkaları da size saygı göstermeyecek.

Gecenin birinde düğün konvoyunuzla rahatsız ettiğiniz insanlar arkanızdan küfrediyorlar. Hastası olan var, çocuğu uyuyan var, ertesi sabah sizin gibi istirahat etmeyecek, çalışacak olanlar var. Dağ başında değil, insanların arasında yaşıyorsunuz. O askere gönderdiğiniz arkadaşınız herkesin kutsal kabul ettiği bir vazifeyi yerine getirmek için yola çıkacak. Yolu kapatmak gibi uçarı, düşüncesiz bir davranışınızla yolunu kapattıklarınızın bu vazifeye atfettikleri kutsiyet asla bağdaşmıyor. Sünnet olmak, askere gitmek bizim toplumumuzun erkekliğe adım atmak diye adlandırdığı hadiseler fakat saygı görmek istiyorsanız yapmanız gereken bu tür ritüellerden ziyade başkalarına saygı göstermektir.

Cuma, Cumartesi, Pazar günleri hele de mevsim yazsa davul zurna sesleriyle uyumaya çalışıyor, ara sıra geçen arabaların korna sesleriyle irkiliyoruz. İnsanlarda saygı yok. Ne sizin kendi halinizde yaşamanıza saygı gösteriyorlar ne hastanıza ne cenazenize. Benimki biraz saflık oluyor tabi, yanı başındaki insana saygı göstermeyenden başka bir ülkede olup bitenleri düşünüp üzülür mü? Vicdan azabı çeker mi? Televizyon ve internet vasıtasıyla ölüm haberlerine aşina olmuş insan, otuz saniyeliğine suratını asıp sonra kanalı-siteyi değiştirip eğlenceye dalabilen insan artık insanlıktan çıkmak üzere değil mi?

Cılız sesimi duyacak herkese söylüyorum. Eğlenmeyi bırakın artık. Sizin gibi etten kemikten yaratılmış, akıl-izan-iman sahibi insanlar öldürülüyor. Arabayla tur atmayı, davul zurnayla göbek atmayı bırakın. Yan sokakta belki de gencecik bir insan için ağıt yakıyor bir komşunuz. Dünyadaki tüm acılar için göz yaşı dökmeyi deneyin. Biliyorum, zorlamayla gözyaşı dökülmez diyeceksiniz, fakat inanın bana zorlamanıza gerek kalmaz kendinizi onların yerine koyduğunuz zaman.

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir