Ebuzer [Ali Şeriati]

Sahabenin büyüklerinden Ebuzer Gıfari Hazretlerinin hayat hikâyesini Ali Şeriati’nin kaleminden okudum. İbretlerle dolu etkileyici bir hayat. Daha önceden bu mübarek sahabe hakkında sadece Efendimizin dediği gibi yalnız yaşayıp yalnız öldüğünü biliyordum. Şimdi ne kadar çilekeş, hak bildiğini söylemekten hayatı bahasına vazgeçmeyen gerçek bir doğruluk abidesi, dünya nimetini elinin tersiyle hayat boyu itmiş bir zühd destanının yazarı olduğunu öğrendim.

Ebuzer Gıfari daha İslam’la tanışmadan tek olan Yaratıcıya ibadet etmiş. İslam’la beraber Efendimize koşmuş ve kabilesinin de Müslümanlığına sebep olmuş. Tebük savaşında eşyasını sırtlayarak yürüyerek İslam ordusuna kavuşmuş. Peygamberimizin o kadar çok sevgisine mazhar olmuş ki Efendimiz onu dostu bilmiş, yeryüzünde bu kadar doğru ve zahid bir insan olmadığını söylemiştir.

Ebuzer Gıfari’nin esas özelliği hakkı söylemekten hiç vazgeçmeyen gerçek bir delikanlı olması. Efendimizden sonra mal biriktirme sevdasına düşen Müslümanları uyarmaktan hiç vazgeçmemiş ve keskin dili yüzünde çöllerde yalnız yaşamak zorunda kalmıştır.

Kitaptan biraz fazla not çıkarmışım, bir kısmını buraya aktarıyorum:

– Ey Allah’ın Resulü! Sen beni namaza çağırıyorsun, namaz nedir?
– En iyi kanundur. İster az kılınsın, ister çok.
– Ey Allah’ın Resulü, en iyi amel hangisidir?
– Yüce Allah’a iman ve onun yolunda cihattır.
– Hangi müminin imanı daha kâmildir?
– Onlardan en iyi huylu olanının.
– Ey Allah’ın Resulü! Müminlerden hangisi daha Müslümandır?
– Halkın elinden ve dilinden güvende olduğu kişidir.
– Ey Allah’ın Resulü hangi namaz daha iyidir?
– Kunut duası uzun olan namaz.
– Ey Allah’ın Resulü, hangi hicret daha iyidir?
– Günahlardan hicret etmek.
– Ey Allah’ın Resulü, oruç nedir?
– Allah huzurunda birkaç kat daha fazla mükâfatı olan vazifedir.
– Ey Allah’ın Resulü, en iyi cihat hangisidir?
– Atına binip kanını akıtan kimsenin cihadı.
*****
– Allahın sana gönderdiği ayetlerden hangisi daha büyüktür?
– Ayet-el Kürsi… Ey Ebuzer, yedi kat gök Kürsinin karşısında vadiye düşmüş bir yüzüğe benzer.
*****
– Ey Allah’ın Resulü, Musa’nın sahifelerinde ne vardı?
– Baştanbaşa ibret doluydu: “Ölüme inandığı halde mutlu olabilene şaşarım, kadere inandığı halde acı çekene şaşarım, dünyayı ve onun kendi ehline yaptıklarını gördüğü halde ona güvenene şaşarım, yarın hesap vereceğine inandığı halde amel etmeyene şaşarım.”
– Ey Allah’ın Resulü bana nasihat et!
– Sana takvayı nasihat ederim. O, her şeyin en yücesidir.
– Ey Allah’ın Resulü benim ilmimi arttır.
– Kur’an oku. Kur’an okumak seni yeryüzünde nurlandırır ve gökyüzünde yad ettirir.
Kendini, kalbini öldüren ve çehrendeki aydınlığı yok eden fazla gülmekten alıkoy.
Hayır dışında konuşma çünkü sükût şeytanı senden uzaklaştırır ve dininde sana yardımcı olur.
Çaresizleri ve mazlumları sev, onlarla birlikte ol. Elinin altında olan kişiye bak, üstünde olana değil. Zira Allah’ın sana verdiği nimeti küçümsememen gerekir. Senden uzaklaşmış olsalar bile akrabalarına yakınlaş. Allah yolunda kimsenin kınamasından korkma. Acı da olsa hakkı söyle. Kendinde de olduğunu bildiğin bir şeyden dolayı diğerlerini ayıplama! Kendinin de yaptığı işlerden dolayı başkalarını eleştirme…

*****

– Ey Ebuzer! Tedbir gibi akılllılık, sakınma gibi züht ve güzel ahlak gibi bir iyi huyluluk yoktur.

*****

Ebuzer: “Allah’a and olsun ki allah Resulü’nün şu sözünü duyduğu halde dünyaya tutkun olup altına ve gümüşe değer veren sahabeye şaşarım. Allah Resulü şöyle buyurdu: Ben ve dünya. Benimle dünyanın hikâyesi sıcak bir yaz gününde yolculuk yapan ve bir ağacın gölgesinde biraz dinlenip orayı terk edenin hikâyesi gibidir.”

*****

“Siz ipek kumaşlar ve diba perdeler seçiyorsunuz. Nazik yetişmiş bedenlerini sert kumaşlardan inciniyor. Oysa Allah Resulü hasır üstünde uyuyordu. Siz çeşit çeşit yemekler yiyorsunuz. Oysa Allah Resulü doyasıya arpa ekmeği bile yememişti.”

*****

“Oysa Peygamber dünyadan göçene kadar bir günde iki çeşit yemekle karnını doyurmadı. Hurma bulduğu gün ekmek bulamıyordu. Peygamberin ailesi hiçbir zaman üç gün üst üste sabah ve akşam arpa ekmeğiyle bile doymadı. Bazen aylarca Peygamber’in evinde yemek pişirmek için ateş yanmıyordu!
Oradakilerden biri şaşkınlıkla sordu: Peki neyle yaşıyorlardı?
Ebuzer: Hurma ve suyla! Allah Resulü şöyle buyurdu: İnsanoğlu midesinden daha kötü bir kap doldurmamıştır.”

*****

“Allah Resulü ganimetin beşte birini alıyordu. Ondan bir şeyi de biriktirmiyordu. Ne bulursa dağıtıyor, kendi yiyeceği için bile yanında bir şey kalmıyordu. Aişe bir gün onu aç görünce etkilenerek ağladı ve Peygambere: Ey Allah’ın Resulü! Allah’tan sana yemek vermesi için dua etmez misin? Peygamber: Ey Aişe! Canımı elinde bulundurana yemin ederim ki eğer ben Allah’tan dünyanın dağlarını altına çevirmesini ve nereye gidersem benimle hareket etmesini isteseydim, Allah kabul ederdi. Fakat ben dünyanın açlığını tokluğuna, fakirliğini zenginliğine ve üzüntüsünü mutluluğuna tercih ederim.”

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir