Dünya Kadınlar Günü

Geçen haftaydı o demeyin, geçen hafta boyu izledim kadınlar günü kutlamalarını. Reklamlar, reklamlar, reklamlar. Komünistlerin icat ettiği bu günü her zamanki gibi kapitalistler meşhur ettiler. Bize de safça izleyip kutlama nev’inden saçma davranışlar kaldı. Yüzeysel bakma alışkanlığımız derine inmemize mani oldu.

İşin aslı kadınlar gününün emekçi kadınlar günü olması. Yani aslında bu günün muhatabı olması gereken kadınlar lüks otel salonlarında “Ne mutlu ki kadınız o la la bizim kıymetimizi daha iyi bilin” mesajları verip eşlerinden çiçekler pırlantalar bekleyen kadınlardan ziyade üç otuz paraya başkalarının gündelik temizliklerini yapan, mevsimlik işçi olarak yine üç otuz paraya güneşin doğuşundan batışına kadar çalışan ya da fabrika köşelerinde sağlıkları pahasına emeklerini sahaya döken kadınlardır. Bunların o emeklerinin karşılığında aldıkları ise, aralarındaki tek farkın doğmuş bulundukları aile olduğu başka kadınların eğlence masraflarına bile denk gelmez.
Kapitalist sisteminin yükselişiyle birlikte yaptıkları keşiflerin en iyilerinden birisidir kadınlar. Belki de en iyisidir. Kadın her zaman için ucuz bir işgücü kaynağıdır, kadın iyi bir pazarlama malzemesidir ve kadın çok iyi bir alıcıdır.

Kadınların iş dünyasında daha fazla yer alması ile toplumsal düzen iki yara birden aldı. Birincisi ailedeki işbölümü. Standart aile düzeni dünya tarihi boyunca aynı olmuştu. Erkek kuvvetli olduğu için evin ekmeğini getirir kadın da idaresi ile meşgul olurdu. Her şey para ile açıklanır olunca erkeğin verdiği emek iktisadi olarak var sayılırken kadının aile idaresi için harcadığı emek yok sayılır oldu. Hâlbuki ekmek kazanmaktan çok daha önemli bir mesele için emek veriyordu kadınlar. Ailenin idaresini sağlıyor, çocukların terbiyesiyle ilgileniyor ve dolayısı ile toplumu inşa ediyorlardı. Şimdiki düzen her şeyi para olarak ifade ettiği ve kimsenin buna itiraz etmediği için kadının aile idaresi emeğini, dünyanın en kutsal vazifesi olan anneliği yok saydı ve kadınları iş hayatının içine doğru itti. Bu itilişle birlikte kadın, oturduğu tahttan inerek daha aşağı sayılabilecek bir ekmek mücadelesinin içine girdi ve ekmek kazanma görevi asli olarak erkeklere yüklendiği için verdikleri emek hiçbir zaman hakkıyla karşılığını bulmadı. O tahttan inmeleri ile kaldılar. Özellikli bazı “beyaz yaka” işlerini istisna edersek kadın işgücü çoğunlukla basit işlerde kullanılıyor ve hak edilenin çok altında karşılık buluyor. Bozulan aile düzenleri, anne şefkatinden mahrum büyüyen çocuklar ve psikolojik dengesi bozuk nesillerin yetişmesi de o üç kuruş parayla telafi edilemeyecek kadar büyük olumsuz neticeleridir durumun.

İkinci yara işsizlik problemi. Erkeklerin de kadınlarla aynı şartlarda ekmek mücadelesi içinde olmaları aile geçindirmesi asli vazifesi olan birçok erkeği işsiz bırakırken tali vazifesi olan kadınlara kapı açan haksız bir rekabet neticesi büyük bir işsizlik sorununu ortaya çıkarmıştır. Özellikli işleri istisna edersek, vasıf gerektirmeyen işlerde kullanılan kadınların yerine erkeklerin işe alınması ile bu sorun ortadan kalkabilir fakat başta bahsettiğim gibi her şeyi para ile ifade eden bir sistem ve buna fena halde aldanmış olan insanlar yüzünden maalesef böyle bir şeyin imkânı yok. Şu iyi niyetli sözlerim bile eleştiri konusudur bu sistemin müntesipleri için.

Sistem kadınları keşfettikten sonra sadece emeklerini sömürüp toplumun düzenini alt üst etmekle de kalmamaktadır. Kadını meta olarak kullanarak pazarlama malzemesi de yapmaktadır. Benim kafamdaki saygın kadın imajı ile taban tabana zıt olan bu pazarlama şekliyle normalde toplumun çekirdeğini oluşturan, mürebbisi olan anne gitmiş yerine insanların zayıf duygularına hitap eden ve bu yolla pazarlama yapan bir kadın gelmiştir. Yine itiraz görmeyen bu metot sayesinde hem satışlar artıyor hem de sonraki satışlar için etik değerlerini kullanmayacak yeni nesillerin, anne terbiyesinden yoksun nesillerin yetişmesi sağlanmış oluyor. Bir taşla daha ne kuşlar vuruluyor ki bu saydıklarım sadece iki tanesi.

Kadınların bir diğer kullanım amaçları da tüketicilikleri olmuş durumda. Herhangi bir mamulü iyi bir şekilde pazarlarsanız en iyi alıcılarınız kadınlar olabilmektedir. Sırf kadınların alıcı oldukları milyarlarca dolarlık sektörler var. Kozmetik sektörü dersem diğerlerini saymama gerek olmaz. Kadının biraz önce saydığım ikinci kullanım amacının etkisini artırmak için kullanılan bu sektör güzellik budalası kadın ve erkekler oluşturmaktadır ki insanlık olarak asıl üzerinde durmamız gerekenin şekil değil öz olduğu gerçeğinden bizi fersah fersah uzaklaştırmaktadır. Diğer bazı sektörlerden de bahsetmek isterdim fakat sizi sıkmak istemiyorum, biraz düşünerek bulabilirsiniz zaten.

Geçen hafta boyunca bu kadınlar günü yüzünden çok gürültü işittim ve işittiniz. İşin aslı kadınların gün geçtikçe değersizleştiği gerçeğinin bu tür yolundan sapmış organizasyonlarla yok sayılıyor olması. Küresel sistemin kadınları kullanış şekilleriyle kadın her gün daha da değersizleşiyor. Değerlerin para ile ifade edilir olduğu bu dünyada üç kuruş para için ya da pazarlamak ya da kendine pazarlansın diye olmaları gereken kutsal yerden aşağılara itiliyorlar ve ne yazık ki sesleri de çıkmıyor.

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir