Dua [Ali Şeriati]

Ali Şeriati‘nin okuduğum okuyacağım son kitabı Dua. İleride belki okuyabilirim ama şimdilik fikrim böyle. Nedeni ise çelişki. Bir kitabında Şii, Sünni ayrımını komik bulan, bin dört yüz yıl önce olup bitenlerin bugüne kadar taşınmasını mantıksız bulan yazar başka bir kitabında o yıllarda yaşayan insanların mal beyanlarını yapıp kötüleyebiliyor. Dolayısı ile bir sonraki kitabında bana hangi sürprizi hazırlıyor yazar diye düşünmeyi göze alamıyorum. Elimdeki son Şeriati kitabı ile bu faslı kapatıyorum. Gelelim Dua’ya:

Dua kitabı Alexis Carrel adlı Fransız bir bilim adamının yine Dua (La Priere) adını taşıyan küçük bir kitabının çevirisini içeriyor. Carrel’in esas uzmanlık alanı Tıp. Bu alanda iki de Nobel ödülü kazanmış olan Carrel hastalarını gözlemleyip dua etmenin sağlıklarına pozitif etkisinin olduğunu görmüş ve bunun üzerine bir kitap yazmış. Ali Şeriati’nin kitabında bu çeviri ve çevirinin üzerine yapılan bir konuşma; Şiilerin çok ibadet ettiği için İmam Seccad adı verdikleri İmam Zeynel Abidin Hazretleri’nin Sahife- i Seccadiye adlı eserinden alınan bir dua; Ali Şeriati’nin kendine ait dualar ve İmam Seccad üzerine yapılan başka bir konuşma mevcut.

Alexis Carrel’in kitabından dikkatimi çekenler:

“Anlaşılan o ki aslında dua, ruhun, dünyanın maddi olmayan merkezine doğru çekilmesidir”

“Güzelliğin ve aşkın anlatımı nasıl defterlerde bulunmaz, derse ve eğitime gerek duymazsa; gönülleri düşünceden ve tasadan arınmış kimseler de Allah’ı, güneşin ısısını veya bir çiçeğin kokusunu hissettikleri gibi doğal bir şekilde hissederler. Ancak aynı Allah, sevmesini bilen bir kimseye kendisini kolayca hissettirdiği halde, anlamaktan başka bir şey bilmeyen kimsenin gözünden gizlenir.”

“İnsan nasıl suya ve oksijene muhtaçsa, Tanrı’ya da muhtaçtır.”

Şeriati’den:

“Duanın, geleneğe ve adetlere göre ibadet ve dua etmenin etkileri, herhangi bir toplumda zayıflayıp, unutulmaya yüz tuttuğunda, bu durum o toplumun ve milletin çöküşüne ve dirençsiz kalmasına zemin hazırlamaktadır.”

“İnsan, hayatı boyunca kazandıkları ölçüsünce değil, aksine tam olarak kendisinde hissettiği ihtiyaçlar ölçüsünce insandır. Her insanın yücelik ve olgunluk seviyesini, duyduğu ihtiyaçların yücelik ve olgunluk derecesiyle, kendisinde duyduğu eksikliklerle tamı tamına ölçmek mümkündür. Yani kimin ihtiyaçları daha mükemmel, daha yüce ve gelişmişse, o daha çok insandır.”

“Hayret bilgiden doğar, perişanlıksa cehaletten. İşte bu yüzden İslam Peygamberi’nin “Allahım! Benim hayretimi arttır.” diye arzuladığını görürüz.”

Bunların haricinde de güzel, farklı bakış açıları mevcut kitapta.  Allah’tan bir şey isterken bir çocuğun annesinden istemesi gibi isteyin diyor bir yerde. Ben bu açıdan bakmamıştım hadiseye. Bizim dualarımız genelde kuru cümlelerden ibaret. Aslında doğru olan duanın kişiye özel olması. Herkesin kendine ait bir duası olmalı…

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir