Deponun Dibi Delik

Anlatıyorsun anlatıyorsun anlamıyor. Anlayamadığından değil ha, dinlemiyor ki anlasın. Kafa hep başka yerde. Geri zekâlı deyip geçeceksin fakat bir de bakıyorsun ki konu hinlik oldu mu aklı herkesten iyi çalışıyor. Zekâsında da sorun yok. Peki niye konu sorumluluk olduğunda bir anda aptallaşıyor?

Zora geldi mi iki ayrı klasikleşmiş tepkisi var. Birisi kirpi birisi kaplumbağa. Birinde dikenlerini gösteriyor birinde kabuğuna çekiliyor. Sorumlulukları kendisine anlatıldığı zaman kabuğuna çekilme, süt dökmüş kediye dönme, kafasını önüne eğip her şeyi kabullenme gibi bir tepkisi var ki çoğunlukla yaptığı bu. Kaplumbağa tekniği diye adlandırabileceğimiz bu tepki bir süreliğine her şeyin yolunda gideceği düşüncesini oluşturuyor. Ta ki bir dahaki sorumsuzluğa kadar. Demek ki bütün o kabullenmeler, anlamış gibi görünmeler hep hikâyeymiş. Hiçbir şey anlamamış, kafasını sallayıp seni başından savmış.

İkinci tepki arada bir gösterdiği kirpi tepkisi. Bunda da dikenlerini çıkarıyor. Sanki kabahatli olan o değilmiş de senmişsin gibi bağırmaya başlıyor. Öyle bir bağırtı ki, sesini yedi mahalle öteden gidip dinleyebilirsin. Kaplumbağanın dişleri de varmış meğerse diyorsun. Üste çıkmada üstüne yok. Adam olması ihtimali için düşündüğünüz sayılar yüzdeliklerden bindeliklere doğru kayıp gidiyor usulca.

Kendi haline bıraktığında ondan iyisi yok. Yeter ki bir sorumluluk yüklenmemiş olsun. Arkadaşları arasında diğerkâmlığı ile bilinir. Sığ konularda muhabbeti çok tatlıdır. Yeter ki maçtan bahset, dedikodu yap. Ciddi meselelerden bahsettiğin zaman kulaktan dolma bir iki bilgisini şiddetle ortaya atar. Hamasi bir iki cümleden sonra çekilir. Hiçbir konuda bilgisinin olmadığını kabul etmez. Bilgiye saygısı yoktur dolayısı ile. Her şeyi ben biliyorum havasındaki bir insana ne anlatabilirsin ki? Meselenin özü de bu işte. Bir şey anlatamazsın çünkü her şeyi senden daha iyi biliyordur.

Kimden bahsettiğimi anladın mı sevgili okuyucu? Çok tanıdık geldi değil mi? Ne yazık ki o kadar fazlalaştı ki toplumda böylesi sorumsuz tipler. İşini hakkıyla yapmayan, üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmeyen, borçlu olduğu insanlara –ki bu insanlar annesi babası da olabilir evladı da- karşı vefa göstermeyen insanlar o kadar çoğaldı ki. Ne kadar anlatırsan anlat bir şey anlayacağı da yok. Deponun dibi delik çünkü, iki adım gittikten sonra duracak o araba. Rotası yoksa nereye gidebilir ki zaten? Hedefi olmayan, ideali olmayan insan neden odaklansın ki sorumluluklarına?

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan