Cumayı Dışarıda Kılanlar

On derviş bir kilime sığar, iki padişah bir cihana sığmaz demişler. Cuma namazlarındaki halimiz de bu meşhur meseli hatırlatıyor bize. Bir de insanların ikiye ayrılışını. Bir başka mesel -ki bu söz bizim atalarımız tarafından söylenmemiş bir sözdür muhtemelen- der ki: insanlar ikiye ayrılır; insanları ikiye ayıranlar ve ayırmayanlar. Biz insanların insanları ikiye ayıran partisine mensubuz ve Cuma namazı kılanları ikiye ayırıyoruz. Namazı caminin içinde kılanlar ve caminin dışında kılanlar. Caminin içinde kılanların kim oldukları bellidir. Cuma günü namaz için hazırlık yapmaya erkenden başlayan, sünnet üzere gusül abdesti alıp beyaz kıyafetler giyen, erkenden camiye gelip ön saflarda yer tutmaya çalışanlardır bunlar. İçeri grubunun ön saflarını bu amcalar oluşturur. Amcalar diyoruz çünkü çoğu yaşlıdır. Orta ve geri saflarda rutin Müslümanlar saf tutar. Camiye ezandan bir süre önce gelip vaaz dinlemeye başlar bir kısmı. Diğer bir kısım da kapının önünde sigara içerek geyik muhabbeti yapmaktadır ezanı beklerken. Ezanın okunmasıyla beraber bu kapı önü grubu da camiye girer. Namazı şıppadanak kılıp dışarıya çıkmak istediklerinden pek fazla ileriye gitmezler. Müezzinler ve imam namaz esnasında boşluk buldukça “ilerleyin, safları sık tutun, dışarıda cemaat kalmasın” diye ikaz gönderir cemaate. Ayıp olmasın diye bir iki saf ilerlenip bırakılır. 

     Dışarı  grubu bu içeridekilerden farklı bir gruptur. İlerleme yanlısı  olmadıklarından sabit bir yerde oturmayı tercih ederler. İçeride rahat oturunca imam efendi tarafından “toplu oturun, başkalarına yer açın” fırçasını yiyeceklerini bildiklerinden dışarıda bağdaş kurup enlerine uzunlarına otururlar. Ayakkabıları hemen yanlarındandır. İçeriye girip çıkma esnasındaki izdihamın içine girmezler. Ezan vaktine az kala yavaş yavaş caminin etrafı dolmaya başlar. Namazlığını kolunun altına sıkıştıran erken gelme avantajıyla en güzel yere oturur. Bu güzel yer tanımı da mevsimden mevsime değişir. Yazın güzel yer güneş almayan, gölgelik yerlerdir. Bu cami duvarının dibi, bir ağacın gölgesi yahut civardaki bir pasajın içi olabilir. Sonbaharda güneş alan yerler makbuldür. Kışın pasaj içi reytingleri zirve yapar. Müdavimlerin namazlıkları da her zaman hazırdır. El dokuması halı namazlıklardan üzeri keçe kaplanmış tahtalara kadar değişir. Büyük kartonlar serip başka Müslümanlara da yer açanlar olur çoğu zaman. Cami etrafındaki esnafın da desteği büyüktür dışarı cemaati için. Büyük bezler serilir ve hazırlıksız gelenlere yer açılır. Hazırlıksız gelenler dışarıdan şöyle bir bakarlar oturanlara. Mutlaka birileri el kaldırır “gel, gel” diye çağırır dışarıda kalanları. Biraz daha yanaşılır, bir kişilik daha yer açılır.

     Namaz kılınan caddeler veya pasajlar yaya trafiğine kapatılır namaz saatinde. Yine de geçecekler için dar bir aralık bırakılır. Hutbeye yakın bu aralıklar da dolar ve geçiş imkânsız hale gelir. Buna rağmen bazılarının etraftan dolaşmak yerine o yoldan geçme inatları yüzünden kenarda oturanlar yerlerinden oynarlar. Bazen ufak tefek tartışmalar dahi çıkar. “Görmüyor musun millet namaz kılıyor, geçmeyiver” diye ikaz edilir aceleci vatandaş. Vatandaş ya saygı gösterip geri döner ya da hakkının yenildiği insiyakı ile namazlıkların üzerine basa basa yine de geçer yoldan. Kalabalık başını sallayarak durumu ayıplar.

     Camilerin bir kültürü olduğu gibi dışarıda namaz kılanların da bir kültürü vardır. Uzun yıllar boyunca hep aynı şekilde Cuma namazı kılmanın bir getirisidir bu kültür. Dışarıda namaz kılan Müslümanların çekirdek kadrosu bellidir, çoğunluğu civar esnafı oluşturur bu kadroyu. Hoca farz namazının selamını verir vermez ayağa kalkılır, namazlıklar silkelenip koltukların altına alınır, namazın kalbe verdiği huzurun üstüne mideler de huzur bulsun diye yeryüzüne dağıldıktan sonra ne yiyilip içileceği konuşulur. Bir de şükredilir, Müslümanların temiz olan her yerde namaz kılabilmelerine. 

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

2 thoughts on “Cumayı Dışarıda Kılanlar

  1. degerli yazar mehmetzeki yaziniza sunuda eklemek isterim. disarida cuma kilanlar arasinda oradan gecmekte olan yolcularda bulunur. Bunlar kendi vasitalarinda seyahat ederken seytanin oyununa gelmekten son an da kurtulanlardan cikar. Soyle ki yolculuk sirasinda Cuma vaktine dogru hesap yapilirken, hep bir sonra ki kasaba da diye niyet edilir. Seytanin amaci tehir ettirerek iptal ettirmektir. Bendeniz bu oyuna cok sik gelirim. selamlar

  2. degerli okuyucu, katkinizdan dolayi tesekkur ederim. seyahat esnasinda cuma namazina göre insanin kendini ayarlamasi ne guzel bir davranis. ben sahsen seyahatlerim esnasinda seferi oldugum icin cuma namazini dusunmem, ogle ile ikindiyi ve hatta aksam ile yatsiyi cem eder oyle kilarim. sizin hassasiyetiniz daha fazla imis. ne mutlu size ve sizin gibi guzel insanlarla ayni dunyayi paylasan bizlere.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir