Come With Me

Herhangi bir camide herhangi bir vakit namazı. Telefonu çalan ihtiyar bir amca, yarım karış sakalı, şalvarı, yeleği, takkesiyle tam bir prototip ihtiyar amca. Telefonunun açma kapamasından başka bir özelliğini bilmiyor muhtemelen, ses kapatma da dâhil buna. Telefonda çalan müzik manidar: “Come with me”. İhtiyarın telefonunda nisa taifesinden bir ecnebi; lisanı ecnebi ile : “benimle gel” diyor amcaya. Amca da telefonu eline aldığı gibi camiden dışarıya atıyor kendisini. Camideyim, şimdi gelemem diyor muhtemelen.

Herhangi bir camide herhangi bir vakit namazı. Cemaat namazın farzını kılmış, sünnete durmak üzere. Caminin bir köşesinden bir melodi yükseliyor. Dikkatler dağılıyor, başlar o yöne çevriliyor. Normal şartlar altında telefonu çalan adamın telefonu hızla kapatması lazım. Kapatmıyor, açıp konuşmaya başlıyor. Camideymiş, namaz kılıyormuş, o işi şöyle yapmış, bu işi de böyle yapacakmış. Esasında şunları da anlatabilir. Eskiden olsa camide telefonla konuşmak saygısızlık sayılabilirdi. Fakat öyle evrim geçirdi ki Müslümanlık, maymunun evrimleşip insana dönüşmesi daha fazla inanılır kalıyor bu evrimin yanında. Müslümanlık evrimleşti, saygının olmadığı bir din halin geldi. Camilerimizde müzik sesleri ile namaz kılar olduk artık. Bir yandan düm teke düm tek, bir yandan Allahuekber.
Herhangi bir camide herhangi bir vakit namazı. İmam tekbirini almış farza durmuş, cemaat takip ediyor birer ikişer. Aynı anda bir tane cep telefonu melodisi tüm yoğunluğu dağıtıyor. Hani birkaç rekât namaz kılınmış olsa bir bahanesi olacak adamın, namazı bozamadım diyecek. Daha ilk rekât, daha tekbir almayanlar var camide. Fakat gelin görün ki melodi susmak bilmiyor. Susmuyor. Acil bir işin vardı da neden camiye geldin behey adam. Camiye geldin bari neden cep telefonunu içeriye soktun. Neden sesini kapatmadın diye kan beynimize hücum ederken arkalardan başka bir müzik allak bullak ediyor düşüncelerimizi. Allah müstehakınızı versin diyoruz, başka bir şey diyemiyoruz.
Her dinin bir mabedi vardır. Her dinin hak ettiği bir saygı vardır ayrıca. Bir gün bir kiliseyi gezerken, elinde dondurma ile girmişti bir arkadaşımız içeriye. Kilise görevlisi hemen durdurdu, lütfen dondurmanızı bitirin öyle girin mabedimize dedi. Çok haklıydı davranışı, bizim düşüncesizliğimizdi bir ibadethaneye öyle girmek. Şimdi kendi dinimizin mabetlerini düşünüyoruz da. Müminin miracı olarak kabul ettiğimiz namaz ibadetinin yapıldığı camiler, Allah’ın evi dediğimiz camiler, içinde Allah kelamının konuşulması gereken, içinde sadece Yaradana iltica edilmesi gereken mabetlerimiz, saygısızlığın en zirvede olduğu mekânlar haline gelmiş.
Bütün camilerin kapılarında gördüğümüz o : “cep telefonlarınızı kapatınız” ikazları bir vurdumduymazlığın ispatıdır aslında. İmamların farza durmadan önce cep telefonlarının kapatılması gerektiğini hatırlatması, edepsizliğin ne boyutlara ulaştığının göstergesidir. Tüm bunlara rağmen her vakit namazında, her Cuma namazında birilerinin cep telefonunun çalması ise edepsizlik, saygısızlık, terbiyesizlik kelimelerinin kifayetsiz kaldığı davranışlardır.

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir