Çağdışı [Said Çekmegil]

Said Çekmegil Malatyalı bir yazar ve düşünür. Esas mesleği terzilikmiş fakat zamanımızın insanları gibi iş dışı vakitlerini televizyon başında, kahvehanede, dedikoduda geçirmediğinden kendini yetiştirmiş ve fikirleriyle binlerce insana ışık tutmuş. Allah kendisinden razı olsun. Çekmegil’in ilkokul mezunu bir esnaf olması da düşündürücü. Bugün nedense üniversite eğitimi almışları toplumun bir üst tabakası olarak kabul ediyor insanlar. Bir insanın bilgili olması için, âlim olması için, fikirlerini istifadeye açması için üniversite mezunu olması gerekmiyor. Hatta nice üniversite mezunu cahil insan var hepimiz görüyoruz gündelik hayatlarımızda. İşte Said Çekmegil bu algının yanlışlığının en büyük ispatlarından birisi olan âlim bir zat. Kitap fuarı vesilesiyle tüm kitaplarını aldım, fırsat buldukça okuyorum.

Çağdışı kitabı 80 sayfalık ebadı küçük muhtevası büyük bir eser. Dört bölümden oluşuyor, çeşitli makale ve şiirleri içeriyor.

“Dünyanın sıhhatini bozan şu kirli havayı pompalayıp duran iletişim araçları; gazetelerin, magazin dergilerinin, sinema, tiyatro, radyo ve televizyonun… bu şaşkın çağın şakilerinin hayasız ellerinde nasıl öldürücü birer silah olduğu görülemiyor mu?” iyi ki internet çağına yetişememişsin Said Hocam diye geçirdim içimden bu satırları okurken. İyi ki bu günleri görmemişsin. “İyilerin mahcup kötülerin mağrur olduğu bu çağ, insanlığın şakilerini şımartmış, saidlerini mahzun etmiş bulunuyor. Bu âlem böyle gitmez, ya tamamen batacak, ya adalet hâkim olacak; ne olursa olsun sonuç mümine cennet olacak.”

Yazar bazı makalelerinden basmakalıp bazı sözleri de yerden yere vuruyor. İslam’ın son din olduğunu söyleyenlere, İslam’ın en büyük ve en adil din olduğunu söyleyenlere İslam tek dindir diye cevap veriyor. İlk ve son dindir. Kıyaslanmaya gelmez diyor.

Washington’un oyununa gelme kardeşim
Koltukta rükû, sücut yapılmaz
………………………………..
Şu koltuk çokları aldattı kardeşim
Bütün mustağripleri kendine
Kravatlarıyla bağladı
………………………………..
Artık koltukta çok tür insanlar
Televizyonları açıp
Yüreklerini kapatıyorlar
…………………………………….
İnsanları nar-ı cahimle değil
Tağutla korkuttular
……………………………………
Hasır üstünde de olsa kardeşim,
Rükuun, sücudunla yaşa
Başa geçmek lazımsa
Böyle geç başa

  • “Ey Batı’ya dilenen zifiri aydın / Sen olmaz olaydın”
  • “Niçin namaz kılmıyorsun diye sormazsan, kıldığın namazdan dolayı hesaba çekilebilirsin.”
  • “Evinin reisi olamıyorsan, bendesi olmaya mahkumsun.”
  • “ademoğlunu yaratıcısından başkasına kul eden cahil, cahil olduğu için zalim, zalim olduğu için sömürücü zihniyetlerle savaşmak ibadetini yapmaktan, güçleri ve imkanları olduğu halde kaçanların diğer amelleri ibadet değil adet olur…”
  • “Koyunlaşmışların sessizliği, şakileşenlerin edepsizliği yadırganmaz.”
  • “Salatsızlarda abdestsizlik, müşrik beyinlerde pislik normaldir.”
  • “Dünyacılarda faiz, fasıklarda aksayan feraiz olağan haldir.”

Kitap böyle nasihatler ve düşünceler içeriyor. Sonuna doğru “Hanif Millete Bir Model” başlıklı bir yazı vardı fakat uzun olduğu için buraya alamadım. 80 sayfalık bu eser 1991’de Nabi-Nida yayınlarından çıkmış.

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir