Büyük Egolu Vasıfsızlar

Deprem felaketi boyunca belki de depremden daha büyük bir felakete de birlikte şahit olduk. Kurum yöneticilerinin, belediye başkanlarının, siyasetçilerin ve bazen sıradan vatandaşların kendilerini ön plana çıkarmak için, fotoğraf karesi vermek için, isimlerini bir yerlere yazdırmak için yaptıkları birbirinden çiğ hareketler. Bir felaket olmuş, enkaz altında insanlar var ve birileri hala kendi isimlerini ön plana çıkarmak için çaba gösteriyor. Bir felaket olmuş, bu felaketin bu kadar büyük can kaybına sebep olmasının sorumluları sadece müteahhitler değil ve muhtemel sorumlular hala ego tatmini peşinde. Bir felaket olmuş, memleket yıkılmış, şehir sakinlerinin yüzde doksanı muhacir olmuş ve ülkenin çeşitli yerlerine dağılmış, buna rağmen egosunu tatmin etmek için çaba gösterenler var. 

Bu durumun deprem felaketinden daha büyük olduğunu iddia etmemin sebebi başımıza gelen her işin büyük egolu vasıfsızların bir şekilde makamlara oturmuş olmalarından kaynaklanması. Büyük egolu vasıfsızlar çeşitli makamları işgal ediyorlar ve liyakatsiz oldukları için esas işleriyle uğraşmak yerine şov yapma derdine düşüyorlar. Bu demektir ki gelecekte de böyle yapmaya devam edecekleri için başımız felaketten kurtulmayacak.

Bu depremden ders çıkararak mesela çeşitli depremlerden ders çıkaran Japonlar gibi olamayacağız. Adı deprem olacak adı sel olacak adı yangın olacak ya da başka türlü doğal veya yapay felaketler başımıza gelecek ve bunlarla ilgili tek hazırlığımız bazı büyük egolu vasıfsızların sırıtkan fotoğrafları olacak. Kimse de kendisini suçlu hissetmeyecek. Nutuklar atıp şov yapmaya devam edecekler. 

Deprem felaketinden itibaren ülkenin dört bir yanından yardımlar aktı. Bu yardımların üzerlerine kendi isimlerini basıp dağıtanın yaptığı ayıp, ayıplar kategorisinde nereye koyulabilir acaba? Ya da bir yöneticinin, başında olduğu kurumun imkanları ile ortaya koyduğu yardımların üzerine kendi adını bastırması? Alnının teri ile kazanmış da kendi kazancından dağıtıyor gibi. Halbuki, insan bir yardımı alnının teri ile kazandığı parasından yapıyor olsa bile adını gizlemeli değil mi? Bizim dinimiz, örfümüz bunu söylemiyor mu?

Kendimizi kandırmayalım dostlar. Memleketimizin her köşesi buram buram liyakatsizlik kokuyor. Vasıfsız vasıfsız insanlar ahbap çavuş ilişkileri ile bir yerlere geliyor, hayati konularda hayatı hiçe sayan kararlara imzalar atılıyor, ardından da pişkin pişkin fotoğraflar çektirip, oraya buraya isimlerini yazma yarışının içine giriyorlar. Yarın bu felaket yüzde doksan oranında unutulacak. Canı yananın, evinde helva kavrulanın ciğeri de kavrulacak o helvayla. Başkasının acısının üzerinden prim yapmaya çalışanlarsa halkın hesap sormayışının ve unutkanlığının şemsiyesinin altında çubuklarını tüttürmeye devam edecekler.

26 Şubat 2023 Net Haber yazım

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir