Biyometeoroloji

Ay çıkmış. Bir kurt bir tepenin üzerinde uluyor. İnsanlar var. Korkuyorlar. İnsan korkan hayvandır diyor bir filozof. Diğer hiçbir canlı korkmuyor. İnsan olmak suç ve ceza kavramlarını da beraberinde getiriyor. Diğer hiçbir canlı için böylesi kavramlar da yok. Kurt çok rahat. Kış aylarında av bulamayıp aç kalırsa insanların arasına girebilir. Kundaktaki bir bebeği yiyebilir. Hiçbir arkadaşı bu yüzden kurdu ayıplamaz. Alkışlayan da olmaz. Kurt hayatına devam eder.

Bir aslanın yapabileceği en büyük canavarlık bir insanı yemektir bir insanın bakış açısıyla bakarsak. Bu öğün aslan için vicdan azabı sebebi olmaz. Aslanın vicdanı yok çünkü. İnsanın yapabileceği canavarlığın sınırı yok. Konu canavarlıksa insan için bir durma noktası yoktur. Suç sayma ve cezalandırma bu yüzden var. Canavarlığı sınırlandırmak için var. Fakat yüksekten gelen bir suyun kendine akacak mecra bulup denize ulaşması gibi insan da her zaman diğerlerinin gözünden kaçabilecek canavarlıklar yapabilir. Savaş halleri en iyi örnekledir bu denli canavarlıklar için. İnsan soykırım yapabilir. Aslanlar soykırım yapmaz. Acıkınca yer sadece, o da ihtiyacı kadar. İnsan yemek için soykırım yapmaz. Yaşaması için alan açmak için de yapmaz. Şu nedenden yapıyor demek isterdim ama insanın başka bir insanı neden öldürdüğünü henüz anlamış değilim, hayatımın geri kalanında da anlamamayı diliyorum. Tarih boyunca insanlar kendi hemcinslerinin yavrularını öldürmüşlerdir. Bu süreç devam ediyor. Bazı hayvanlar acıkınca yavrularını yerler. Böyle bir şeyi görüp duyduğumuzda tüylerimiz diken diken olur. İnsanların yaptıkları canavarlıkları artık kanıksadığımız için ses çıkarmıyoruz. Bir bebeği öldüren bir insanı, onu yemediği için hoş görebiliyoruz. Bir bebeği öldüren bir insanın bu öldürme işlemini elleriyle yapmaması da bizim için bir hafifletici sebep. Dünyanın bir köşesinden bir devletin yöneticileri ve vergi verenleri askerlerini silahlandırıp başka bir köşesine gönderip oradaki insanları öldürtebiliyorlar. Burada elini kana bulaştırmadan cana kıyan vergi verenlerin vicdanları hiçbir sorumluluk kabul etmiyor. Aynı şekilde dünyanın bir köşesindeki bir takım insanların daha rahat yaşamaları, rahat yaşamayı bırakın, hiçbir ihtiyaçları olmayan milyarlarca liranın-doların-avronun banka hesaplarında olduğu bilgisiyle rahat uyumaları uğruna dünyanın başka köşelerinde insanlar açlıktan ölüyor. İşin güzeli bu durumda ne kan var ne de elini kana bulaştıran. Vicdanlar zerre kadar sızlamıyor da. Hele ki bu insanlar bir dernek-vakıf benzeri bir organizasyona biraz ekmek kırıntısı atmışlarsa üste bile çıkabiliyorlar. Sonra biz dünyadaki canlıları adlandırıyoruz. Bazısına insan diyoruz bazısına hayvan.

İnsanı hayvandan ayıran en temel özellik insanın iyi ile kötüyü ayırabilme yetisidir. Normal, sıradan bir insan çok üstün bir zeka göstermek zorunda kalmadan sadece kendi içinden gelen sese danışarak neyin eğri neyin doğru olduğunu bulabilir. Sıcak havada kaçıp bir gölgeye sığınmak hayvan ve insanların ortak yapacakları bir eylemdir. Hayvan insiyakla yapar bunu insan düşüncesiyle. Bu sıcakta kuşlar susuzluktan ölmesin diye çatılara su kabı bırakmaksa vicdani bir davranıştır dolayısı ile insana özgüdür. Aynı şekilde soğuktan kaçıp kendine bir sığınak bulmayı insan da yapar hayvan da. Bu soğukta herkesin yakacak odunu var mı acaba diyerek araştırma yapmak ve yardım etmek sadece insana özgüdür.

Havalar ısındı. Vicdanın iklim boyutunu düşünmeliyiz. Küresel ısınma giderek artarak etkisini hissettiriyor her yıl. İnsan eliyle gerçekleşen bu iklim değişikliği tüm canlıları etkiliyor. İnsani olan her bireyin kendi karbondioksit üretimini hesaplayarak en aza indirmeye çalışmasıdır. Aksi halde insanın sınır tanımaz canavarlık serüveni devam edecek. Yaşanacak tüm felaketlerden bile isteye sorumlu olacak. Seller, su baskınları, aşırı sıcaklıklar, içme suyu kaynaklarının yok olmasıyla birlikte bitki, hayvan ve insanların ölümü savaşlarda yaşanan insanlık dışı soykırımlardan farklı değil. Bu gidişi durdurmak için bireysel de olsa çaba gösterme ise sadece insana özgü bir davranıştır.

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

8 thoughts on “Biyometeoroloji

  1. 🙂
    azizim öyle bir yerden girip, öyle bir yerden çıktın ki başım döndü…
    neyse pencerenizin kapımızın önüne kuşlar için su koymayı unutmayalım efenim…

    1. çok geç gördüm yorumunuzu dostum, herkesin alabileceği önlemler var ama sadece vicdan rahatlatır. büyük önlemleri hükümetler almalı bence. selamlar.

  2. Zeki kardeşim naçizane kanaatimce yazının en dikkat çekici kısmı ‘insanların yaptıkları canavarlıkları kanıksamamız’.Ancak bu kanıksama kanaatimce başkaları* tarafından diretme şeklinde can buluyor içimizde.*Örnek : Sosyal(Dedikleri) medya….Hatta bu diretme öyle boyutlara varıyorki senin nasihat ettiğin içimize kulak vermek eylemine bile kalkışsak içimizde yarattığı son derece negatif son derece boş duygulara takılıp kalıyoruz…Tek dişi kalmış canavarın diriltilme yolu da bu sanırım….
    ellerine sağlık….

    1. Özgürcüğüm teşekkür ederim yorumun için. El ile gelen düğün bayram derler ya bizde. Elalem umursamıyorsa sen de umursama, elalem tepki koyuyorsa sen de koy diye diye koyunlaştık. Sosyal medyadan uzak durma sebeplerimden biri de bu benim. Birileri vicdanıma dahi ambargo uygulamaya çalışıyor. Sonra benim adım nasıl insan olacak ki?

  3. Ben teşekkür ederim Zeki kardeş yazdıklarınla yalnızlığımı unutturduğun için :). Ellerine sağlık tekrar.Ama müsadenle hazır etmişken bir iki kelam daha edeyim dedim. Elalem umursamıyorsa sen de umursama diyen günümüzün EQ su İQ suna denk arkadaşlarımıza* sormak isterim ‘ Beni Ben Seni Sen yapan ne kaldı? Beni sana seni bana anlatan ne kaldı?’. Ama Can Baba(Yücel) zamanında ne güzel açıklık getirmişti bu konuya: ‘ Kuzu gibi olun diyorlar: Büyüyüp ortaya çıkınca gütmek için sizi’.Zaman güdülme zamanı(arkadaşlar* için)…Sağlıcakla…

    1. Akıl bazen geliyor bazen gidiyor. Dilde gam var şimdilik; lutf eyle gelme ey sürur; olamaz bir hanede; mihamn mihman üstüne.. demiş bir şair. Sürur yerine akıl desek kendimize uydurabiliriz. Dilde gam varken akla yer kalmıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir