Başta Hatay Olmak Üzere

Bir televizyon programında tesadüf ettim. Herkesin depremi konuştuğu geçtiğimiz kırk gün boyunca televizyonlarda, gazetelerde, medyada, sosyal medyada, berber dükkanında, markette, manavda, spor salonunda… akla gelebilecek her yerde sürekli deprem konuşuluyor. İnsanlar depremi konuşarak hem empati yapıyor ve depremzedeler için üzülüyorlar hem de kendi başlarına gelirse ne yapacaklarıyla ilgili akıl yürütüyorlar. Televizyonlarda da böyle, hem depremzedeler konuşuluyor hem de Allah vermesin, olası deprem senaryoları. 

Televizyon programlarında da, sosyal medyada da, sokaklarda da Malatya’nın adının çok fazla zikredilmiyor oluşu dikkatinizi çekmiştir sevgili Malatya Net Haber okuyucuları. İçinizden şöyle düşünüyor olabilirsiniz: “Bu kadar depremzedenin sesi var da Malatyalı depremzedelerin ses telleri kesilmiş mi, neden sesleri çıkmıyor?” Hakikaten, Malatya ile ilgili çok cılız sesler var. Benim izlediğim televizyon programında da böyleydi. “Başta Hatay olmak üzere” diye devam ediyorlardı depremde zarar gören illerden bahsederken. Bunun başı sonu mu olur? Neden başta Hatay? Neden Malatya en geride? Malatya’nın depremden etkilenmediğine biz bile inanacağız neredeyse.

Malatya’nın bu kadar geride kalmış olmasının 3 sebebi var. Birincisi, Malatya’nın hakikaten sesinin cılız çıkıyor olması. Malatya’nın yetiştirmiş olduğu isimler yeterince ses çıkarmadılar bu süreçte. Malatya’nın siyasileri deprem öncesinde olduğu gibi deprem sonrasında da fotoğraf çektirmeye devam ettiler. Şehrin yetiştirmiş olduğu ünlü simalar diğer illerin ünlü simaları kadar çırpınmadılar. Depremi içselleştirip canlarını yakmasına müsaade etmediler. Canı yanmış kişiler daha çok dikkat çekti medyada. 

İkinci sebep, birilerinin deprem felaketini örtbas etme çabaları oldu. İlk günden itibaren felaketin büyüklüğü olduğundan azmış gibi gösterilmeye çalışıldı. Yüzde 70’i yıkılmış bir şehirden bahsediyoruz. Yüzde 70’i yıkılmış bir şehirde her şeyi güllük gülistanlık göstermeye çalışanlar oldu. Deprem hadisesini siyasi mecralara çekmeye çalışan sinsiler deprem sanki hükümetin muhalifi bir doğa olayıymış algısını çok iyi oturttular. Sıra kendilerine gelmesin diye önlerine devleti siper eden belediye başkanları, müteahhitler, bürokratlar Malatya özelinde başarılı oldular. 

Üçüncü sebepse depremi algılamakta güçlük çeken Malatya halkı oldu. Demin bahsettiğim siyasi söylemleri “ne alakası var kardeşim depremler siyasetin” diyerek kendilerinden uzak tutacak yerde havada yakaladılar. Çadır bulamayan depremzede haberinin altını küfürlerle dolduran tipler bunlar işte. Hakkını savunamayan, kendisini ifade edemeyen, başına gelen felaketi algılayamayan tipler neredeyse “deprem olmadı” diyecekler fakat dilleri varmıyor. İnsanlar haklarını yeterince aramazlarsa başkalarından kendi haklarını aramalarını beklemeleri abes olur. 

İşte durum bundan ibaret. Şehrin yüzde 70’i yıkılmış. Binlerce insan hayatını kaybetmiş. Şehrin gelecekti en az on yılı karanlık görünüyor. Dışarıdaki algı ise maalesef Malatya’nın çok az etkilenmiş olduğu yönünde. Geçen yazımda da söylemiştim, felaket kıyaslaması yapmak için yazmıyorum bunları. Söylemek istediğim, bu algının tüm ülkede ve tabi ki bürokraside de yerleşik olacağı ve Malatya’nın toparlanma sürecinin depremden etkilenen diğer illere göre çok daha uzun süreceğidir.

16 Mart 2023 Net Haber yazım

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir