Yazar: mehmet

Bir yıldır, Malatya’nın yaşadığı depremin ulusal basında neden kendisine yer bulamadığını düşünüp duruyorum. Biz bir kıyamet yaşadık fakat ülkenin önemli bir kısmı bizim yaşadıklarımızdan haberdar değil. Bunun sebeplerinden birincisi tabi ki belediye başkanının deprem sürecinde yapmış olduğu çok talihsiz açıklamalardır. Bütün dünyayı Malatya’da bir sorun…

Depremin üzerinden tam bir sene geçti. Yani, güneşin etrafında bir defa döndü dünya, güneşe sorarsanız mikroskobik bir zaman, lafı bile olmaz. Bizlere sorarsanız… Sormayın.  Depremden sonraki bir yıl boyunca aklımız, fikrimiz, günümüz, gecemiz hep deprem ve yaşattıkları oldu. Yaralarımız kanamaya devam ediyor ve uzunca bir…

Gazze’de şimdi de açlık başladı. Savaştan ölmeyen insanlar, tam da beklenildiği gibi, açlık ve hastalıklarla ölecekler ve İsrail bölgeyi Filistinlilerden tamamen temizleyecek. Burada büyük bir organizasyon var ve organizasyonu yapanların destek aldıkları en önemli nokta insanların artık vicdan, merhamet gibi duygularını maddi menfaatleri uğruna feda…

Günümüz dünyasında çılgınlık ve hatta vahşet seviyelerine ulaşmış bir parasallaştırma eğilimi var. İnsanlık tüm birikimini sadece parayla ifade edilebilen şeyleri alıp diğerlerini çöpe atma durumuna gelmiş durumda. İnsan ekonomik bir canlı olarak tanımlandıktan sonra iş çığırından çıkmaya başladı. Şimdi artık hepimiz, boyunlarımıza asılmış etiketlerle geziyoruz….

James Nestor tarafından yazılan, dilimize Dilara Alemdar tarafından çevirilmiş olan Nefes adlı eser Mudni yayınları tarafından basılmış. Kitap, yazarın on yıl boyunca yazarın nefes üzerine yaptığı araştırmalar ve deneyimleri anlatıyor. Giriş bölümünde yazarın ilk deneyimi olan Sudarshan Kriya adındaki nefes alma egzersizi var. Muhtemelen burada…

Şehrin sokaklarında dolaşıyorum. Sebebim olsa da olmasa da sanki gizli bir kuvvet beni çarşıya doğru çekiyor. Kışla, Fuzuli, Emeksiz, İnönü Caddesi civarlarında geziniyorum alışkın adımlarla. Adımlarım alışkın fakat zihnim bu durumu anlamlandırmakta zorluklar çekiyor. “Bu şehir o eski İstanbul mudur?” diyor ya şair dizelerinde. Ben…

Gazze’de soykırım dünyanın gözlerinin önünde adeta dünyaya meydan okurcasına sürüyor. Vicdan sahibi insanlar Amerika’sından Fransa’sına, Japonya’sından İngiltere’sine kadar sokaklara dökülerek ya da sosyal medya kullanarak bu soykırımı protesto ediyorlar. Demek ki vicdan sahipliğinin dille, dinle, ırkla alakası yokmuş. Gerçek vicdan sahibi Yahudilerin arasından da çıkabiliyor….

Serinin beşinci ve son kitabı hepsinin içinde en heyecanlı olanıydı diyebilirim. Kahramanlar farklı vesilelerle Londra’ya gittikten sonra kaderin bir tecellisi olarak bir araya gelirler. O sırada İngiltere’de isyan vardır ve Oliver Cromwell liderliğindeki halk kralları olan I. Charles’i mağlup etmiş ve idama mahkum etmiştir. Gerçek…

Üç Silahşörler’in ilk maceraları üç ciltte bittikten sonra yazar bu kadar rağbet gören macerayı yarıda bırakmak istememiş ki ertesi sene kahramanların 20 yıl sonraki halini yazmaya başlamış. Bu macera da daha hacimli iki cilt olarak E yayınları tarafından basılmış 1972 yılında. Birinci kitapta kahramanlarımızın 20…

Üç silahşörlerin son cildi Ayrılış adını taşıyor. Gerçekten de silahşörlerin türlü maceralarından sonra, 20 yıl sonraki bir araya gelişten önceki ayrılışları gerçekleşiyor kitabın sonunda. Bu ciltte de, Michel Zevaco’nun Fausta’sına esin kaynağı olduğunu düşündüğüm Milady’nin entrikaları devam ediyor. Milady, Kardinal’in hizmetinde İngiltere’ye gidip Buckhingam dükünü…