Aliya İzzetbegoviç [İhsan Eliaçık]

Bilge Kral olarak da bilinen Aliya İzzetbegoviç‘in hayatını anlatan bu kitabı İhsan Eliaçık kaleme almış. Kitabın sonunda aktarılan ufak bir hatıra, isim verilmediğine göre Eliaçık’a ait. Savaş sırasında gidip rahmetli Aliya ile görüşmesini anlatıyor. İzzetbegoviç yazdığı kitabın ismi gibi Doğu ile Batı arasında yaşamış bir lider. Bir yanı İslam bir yanı Avrupa. Avrupa’nın göbeğine sıkışmış kalmış bir avuç Müslüman ve kanlarını emmek için ellerinden geleni yapacak caniler. Hapishaneler, işkenceler ve sonunda savaş. Bütün bunların arasından çıkabilmiş bir devlet ve onun efsanevi lideri.

Begoviç’e göre din de devrim de acılar ve ıstıraplar içinde doğar. İkisi de refah ve konfor içinde yok olup gider.”

“Rahmetli annem çok dindar bir kadındı ve dine olan bağlılığımı ona borçluyum. Sabah namazlarına hiç aksatmadan kalkar ve beni de kaldırırdı ki ben de belediye binasının yakınındaki mahalle camisi olan Hodzijizka Camii’ne gidebileyim. 12-14 yaşlarında bir çocuk olarak doğaldır ki kalkıp kalkmamak konusunda tereddüt ederdim ama özellikle bahar sabahlarından eve hep mutlu dönerdim. Güneş doğmak üzere ve yaşlı imam Mujezinoviç camide olurdu. Sabah namazının ikinci rekâtında Kur’an’ın harika surelerinden biri olan Rahman suresini okurdu. Taze bahar sabahındaki o cami, sabah namazında okunan Rahman suresi ve civardakilerin kendisine saygı duyduğu o âlimi uzun zaman önce geçip gitmiş olan yılların sisleri arasında hala bir biçimde görebildiğim en güzel görüntüleri oluşturmaktadır.”

“Dindarlık şehrin büyümesiyle azalır. Çünkü şehir ne kadar büyürse üzerindeki gök de o kadar ufalır. Tabiat çiçek ve aydınlık o kadar az duman, beton, teknik ise o kadar çok olur. Biz de o kadar az şahsiyet o kadar çok kitle oluruz.”

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir