Adem’den Önce [Jack London]

Adem’den önce; ilk insandan önceki farazi bir dünyada, insan öncesi varlıkların ya da insanların atalarının insana evriminden önceki aşamalarından bir dönemi anlatıyor. Kitabın kahramanı da 19. yüzyıl sonunda yaşamakla birlikte rüyalarında, Adem’den önceki atasının hayatını yaşayan bir insan. Çift karakterli bir hayat yaşıyor, gündüzleri modern dünyada, gece rüyalarında ise modern insan öncesi çağlarda.

Jack London 19. yüzyılın sonlarında yaşamış bir yazar. Yaşadığı dönem itibariyle de Darwinizm yeni ve popüler bir düşünce olarak girmiş durumda insanların hayatına. Jack London da Darwin’in fikirlerini elifi elifine edebileştirmiş bu romanıyla. Değişik insan öncesi formların yaşam şekilleri, aralarındaki ilişkiler, yok olmalar ve türemeler romanın değişik aşamalarında fikri ölçüde de veriliyor okuyucuya. Bilimin edebiyatla birleşmiş hali diyebiliriz.

Batı dünyasının modernleşmesi ve kendi düşüncelerini bütün dünyaya kabul ettirerek bizi de Batılı haline getirmelerinin temelinde yatan stratejilerinden birisi de bu. Bir fikir sadece bir alanda değil, her alanda anlatılarak maruz kalana kaçacak yer bırakmıyor. Darwin’in fikirleri bugün bütün dünyada kabul edilmiş durumda. Evrim teorisi neredeyse tüm insanlık tarafından kabul görüyor. Biz Türkiye’de bu teoriye sıcak bakmıyoruz diye pek fazla muhatap olmuyoruz dünya ölçüsündeki popülerliğiyle. İnançlarımızla bağdaştıramıyoruz. İnancımızla bu teoriyi bağdaştırmaya çalışan insanlar ara sıra çıkıyor olsa da ciddiye almıyoruz. Hz. Adem ilk tek hücreli canlıydı diyeni de gördük, ilk bilinç sahibi insandı diyeni de. Nihayetinde bizim imgelemimizde cennetten çıkarak dünyaya gelen bilinçli bir erkek ve bir kadın var ve insanlık olarak onların torunları olduğumuza inanıyoruz. Batıdaysa durum böylesi metinlerin de zaman içerisinde zihinlere girmesiyle çok farklı gelişmiş.

Kitap edebi manada iyiydi. Bunun Pınar Kür çevirisinden kaynaklandığını düşünüyorum. Kendini okutan bir kitap. Başkası çevirmiş olsaydı ya da ben başka çevirisini okusaydım böyle düşünür müydüm bilmiyorum. Can Yayınları basmış ve yazarı Jack London. 192 sayfalık bu eseri herkese tavsiye edemem zira dediğim gibi ortada muğlak bir teori var ve bunun edebi olarak işlenmiş hali. Evrime inanıyorsanız güzel, inanmıyorsanız boş verin gitsin, vakit kaybı.

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir