Etiket: Roman

Küçük Ağa benim için çok aşina bir kitap. Daha yeni öğrenirken okumayı elime geçmiş fasılalar vererek okumuştum. Bir de yine ben daha küçükken TRT’de dizisi yayınlanmıştı da zevkle izlemiştim. Şimdi yeniden elime geçen bu kitapla birlikte biraz nostalji yapmış oldum. O zamanlar çok etkilendiğim Pehlivan’ın…

Abdullah Ziya Kozanoğlu kitaplarının hepsini çocukken okumuştum. Gültekin en sevdiklerimden birisidir. Bugünün çocuklarının ve gençlerinin saçma sapan, ipe sapa gelmez kahramanları var. Çizgi film karakterleri, çalgıcılar, türkücüler… “Ey büyük Türk ulusu! Bizden sonra gelenler bunu görün, böyle bilin: Ölmez tası isledim, bu ıssız yere diktim….

Attila, Peyami Safa’nın yazmış olduğu tek tarihi roman. Geçen kitap fuarında görene kadar Peyami Safa’nın tarihi roman yazdığını bilmiyordum. 300 sayfaya yakın bu kitabı Ötüken Yayınları sağ olsunlar basmışlar. Kitapta onlarca yazım hatası keşfettim okurken. Örneğin -rn gibi iki kelime yan yana gelince -m olarak…

Şimdiye kadar okuduğum üçüncü Murat Menteş romanı. Diğerlerini de çok beğenmiştim bunu da çok beğendim. İçinde yok yok. Macera, arabesk, tarih, komedi… Hepsinin içine sızmış çok güzel bir kapitalist sistem eleştirisi. Tebrikler ediyorum yazarı yeni baştan. Lakin yazarken biraz daha dikkat etmiş olsaymış romanın geçtiği…

Tol, Murat Uyurkulak adlı yazarın 262 sayfalık romanı. Kitap o kadar sarhoştu ki okurken kendimden geçtim. Kitap o kadar rakı kokuyordu ki başımı kaldıramadım. Kitap o kadar duman altıydı ki göz gözü görmüyordu. Üç tane şair, biri baba, biri oğul biri ahbap. Üç tane adam…

Galiz Kahraman, İhsan Oktay Anar‘ın son eseri. Çıkar çıkmaz almıştım fakat okumak bugünlere nasip oldu. İhsan Oktay bildiğimiz üslubunda her geçen gün kendini daha fazla yenileyerek mükemmele doğru yol alıyor. Benim açımdan küçük bir handikap var, bilgim ve birikimim kitapta geçen göndermeleri anlamaya yeterli olmadığı…

Üç Aliler Divanı bir hesaplaşmanın romanı. Bu hesaplaşmanın başka romanları ve araştırmaları da var, iç içe geçmiş onlarca hadise. Bir ağacın altında toplanmış dört tane tıp talebesi. 19. yüzyılın sonlarına açılmış gözler. Mutlakiyetin meşrutiyete evrilmesinin köşe taşları. Sonra Enver, sonra Talat, Tütüncü Yakup ya da…

Peyami Safa‘nın eserinin dizi yapıldığını duyunca şaşırmadım değil. Toplam 9 günün içinde geçen bir hadiseler zincirini sakız gibi uzata uzata kaç bölüme sığdıracaklar acaba diye meraklandım fakat merakımı yeneyim diye oturup dizi izleyecek değilim. Minareyi çalan elbet güzel bir kılıf hazırlamıştır. Dizi sektörü senaristlerini takdir…

“Yumruğunu yemedikçe kimsenin bırakıp gitmediği o garip şehir Kristiana’da aç gezdiğim günlerdeydi. Tavan arasında uyanık yatıyordum. Alt katta bir saatin altıya vurduğunu duydum. Hafif aydınlanmıştı ortalık; insanlar merdivenleri inip çıkmaya başlamışlardı…” Knut Hamsun Norveçli bir yazar. Yüz yıla yaklaşan ilginç bir yaşam öyküsü ve kendisine…

Ne acı şey savaş. Dün Suriye’den kalkmış buralara sığınmış bir adamla tanıştım. Dil bilmez, yol bilmez. Gelmiş bir yabancı memleketin bir kenar mahallesinde bir damın altına sığınmış. Eşi ölmüş, bir tane çocuğuyla birlikte. Ne acılar çekmiş insanlar tarih boyunca. Hep savaşlar yüzünden. Neyi paylaşamıyorsunuz bilmiyorum…