Çocuk ve Allah [Fazıl Hüsnü Dağlarca]

Kitabın üzerindeki imzanın tarihi 10 Kasım 1998. Henüz 18 yaşındayım. İstanbul’da üniversite kazanmışım. Okumaya meraklı olduğum için İstanbul bana bir hazine gibi geliyor. Malatya’da doğru düzgün okuyacak bir şey bulamazken İstanbul adeta bir cennet. Tüyap kitap fuarı varmış. Yeni olduğum bu şehirde, arkadaşım Musa ile birlikte fuar yerini arıyoruz. Tepebaşı’ndaki fuar alanı. Kalabalık. İnsanlar ve yazarlar. Bir stantta durduğunu fark ettiğim Fazıl Hüsnü Dağlarca. Daha o sene üniversite sınavında sorusuyla karşılaşmışım. Çocuk ve Allah. Kitabı satın alıp yazarın önündeki sıraya giriyorum. Çok sıra var mıydı acaba? 25 yıl geçmiş, iyi hatırlayamıyorum. Ben o zamanlar 18 yaşındayım. Dağlarca 84 yaşında. Kitabı imzalayacakken adımı söylüyorum: Mehmet Zeki. Dönüp bana tersçe bakıyor. Sanırım isim yazmadan imzalıyor, benim isim söylemem hoşuna gitmedi. Nereden bilebilirim ki?

Çocuk ve Allah kitabı, yazarından imzalı bir şekilde kitaplığımın en değerli kitabı olarak bekliyor çeyrek yüzyıldır. Yangında ilk kurtarılacak etiketi vardır ya, ben de depremde ilk bu kitabı kurtardım sanırım. Yanımda taşıyorum aylardır.

Dağlarca’yı okurlar, Mustafa Kemal’in Kağnısı şiiri ile tanırlar. Daha yüzlerce şiiri var tabi ki. Bu kitapta işaretlediğim bir şiir var:

Allah ne kadar büyüktür,
Ekinlere güneş verir çocuğum.
Beni mavi sabahlara devreder,
Mavi güller gibi uykum.

Allah ne kadar büyüktür,
Kuşlar gönderir dallarımıza.
Karanlıklar kalbe dolduğu vakit,
Nasibi terk ederiz bir yıldıza.

Allah ne kadar büyüktür,
Yol verir gemimize denizler üstünden.
Garip sonsuzluklar duyarız
Sular akarken, bulutlar yürürken.

Ve Allah ne kadar büyüktür çocuğum,
Şükrolsun ruhumuz şimdi.
Nihayetsiz asırları içinde
Bizi tesadüf ettirdi.

Bu ifadelere bakıp şairi çok dindar birisi zannetmeyin. Allah’cığım, Allah kadar, Allah’tan önce, Allah göklerden geçer gibi çok da dindarca olmayan ifadeler de kullanmış şiirinde. Bir de bol bol çocuk ve Allah kullanmış kitabın ismi gibi. Bunun yanında -ki ekini bolca kullanmış, içre ve üzre kelimeleri ile birlikte nedamet, lahza, an, ışık kelimeleri de şairin bir şiirinde yoksa diğerinde kesin vardır diyeceğim kelimeler.

Dağlarca’nın 300 sayfalık bu eseri 1998 senesinde Milliyet yayınları tarafından basılmış.

Author: mehmetzeki

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir