Kategori: Fransa

Serinin beşinci ve son kitabı hepsinin içinde en heyecanlı olanıydı diyebilirim. Kahramanlar farklı vesilelerle Londra’ya gittikten sonra kaderin bir tecellisi olarak bir araya gelirler. O sırada İngiltere’de isyan vardır ve Oliver Cromwell liderliğindeki halk kralları olan I. Charles’i mağlup etmiş ve idama mahkum etmiştir. Gerçek…

Üç silahşörlerin son cildi Ayrılış adını taşıyor. Gerçekten de silahşörlerin türlü maceralarından sonra, 20 yıl sonraki bir araya gelişten önceki ayrılışları gerçekleşiyor kitabın sonunda. Bu ciltte de, Michel Zevaco’nun Fausta’sına esin kaynağı olduğunu düşündüğüm Milady’nin entrikaları devam ediyor. Milady, Kardinal’in hizmetinde İngiltere’ye gidip Buckhingam dükünü…

Birinci cildin sonunda D’artagnan bir elmasın peşinde İngiltere’ye gidiyordu. Yolda arkadaşlarını değişik sebeplerle bırakmak zorunda kalan kahraman sonunda yalnız başına Londra’ya varır ve kendisine verilen vazifeyi hızlı bir şekilde yerine getirir. Kraliçeye büyük bir hizmeti dokunmuştur fakat kraliçe diğer güç odaklarına göre gölgesine sığınmak için…

Alexandre Dumas’ın en ünlü eseri olan Üç Silahşörler herkesin bildiği bir romandır. Birçok filme de konu olan romanın çok fazla sayıda çevirisi var fakat insan hangisini okuyacağını şaşırır basılan kitaplara bakınca. İyi yayınevlerinin tam metni yayınladıklarını biliyorum fakat benim çocukken okuduğum ve tadı damağımda kalmış…

Bu kitaba hakkını verebilecek bir dönemde miyim bilmiyorum. Bu sıralar bu kitaba vereceğim tek hak, bir ırz düşmanının güncesi filan gibi bir isimlendirme olabilir. Bir haneye dadanan hastalıklı bir gencin yavaş yavaş o hane halkının canına okumasını anlatan kitabın kahramanı olan Felix, abartılı bir şekilde…

Marcel Proust’un, Kayıp Zamanın İzinde adındaki yedi kitaplık serisinin ikinci kitabı: Çiçek Açmış Genç Kızların Gölgesinde. Birinci kitap olan Swann’ların Tarafı’nı okurken devamını okumam herhalde diye geçiriyordum içimden. Çok derin analizlerle dolu, çok fazla betimlemeleri olan bu kitap bir yandan okuma hazzı verirken bir yandan…

Beş yıl kadar önce alıp çok sıkıcı bulduğum içine kenara attığım bu kitap bugün de fark ettim ki sıkıcılığından hiçbir şey yitirmemiş. Peyami Safa’nın Yalnızız adlı eserinde bahsedildiğini görünce raftan indirip bu defa tamamını okumak niyetiyle. Peyami Safa, bu kitaptan zevk alacak kimsenin olmadığını söylemiş…

Her gün bir tane okunmasını tavsiye ediyor yazar kitabın başında. Benim böyle bir sabrım olmadı maalesef. Bir anda okudum bitirdim kitabı. Toplam 54 adet masal, masalların peşi sıra gelen mesaj, seyir defteri, alıştırma ve alıntı bölümleri kitabı okuyup bitirilecek bir şeydense başucuna konulacak, çantada taşınacak…

Tiyatro eseri olan Cyrano de Bergerac ilk defa 1897 yılında oynanmış. Eminim o günden itibaren defalarca sahnelenmiştir bu eser. Sadece tiyatro eseri olarak kalmamış, defalarca sinemaya da uyarlanmıştır hikâye. 1950 yapımı olanı benim dikkatimi çekmişti, 1990’da da Gerard Depardieu’nun başrolünde oynadığı bir versiyonu da çekilmiş….

Bu kitapta yazar, bir şeyleri mercek altına almış gibi. Eksik Parça ismindeki gibi, eksik parçayı arar gibi. Mercek altına aldığı şey bir insan, bir duygu, bir durum, bir düşünce olmuş. Akmış gitmiş sonra. Oradan oraya akmış, bir duygu tüm duyguları; bir düşünce tüm düşünceleri çağırmış….