ne var ki dünyada

insan ve eşya yalnızca

Bana Bir Şeyler Anlat

  • DÜŞÜNCELER

“Bana bir şeyler anlat” diye başlıyorum söze. “Ne anlatayım” diye yanıtlıyor çoğusu. Ne bileyim işte, en başından anlat sen. “Her şey gaz ve toz bulutuydu” de; “Önce söz vardı ve Tanrı’yla beraberdi” de. Değişik bir şeyler duymak istiyorum fakat ne yazık ki hep aynı şeylerle karşı karşıyayım. Futbol takımları şöyle yapmış, siyasetçiler böyle konuşmuş, filan araba böyleymiş, falan kişi şöyleymiş. Sohbetlerimiz dedikodudan ve içimizdeki meta arsızı yaratığı beslemekten ileriye gidemiyor. Hâlbuki öyle bir söz olmalı ki, o söz dünyayı değiştirmeli.

“Bir kitap okudum hayatım değişti” mottosuyla piyasaya çıkan o roman hayli konuşulmuştu vaktiyle. İnsan hep bir “Joker” kullanma arayışında olur ya. Bir gün bu hayat oyununun en orta yerine bir tane joker atacağım ve yaptığım tüm hatalar silinecek. Her şey bir başka, bambaşka olacak. Romanı o ilk çıktığı zamanlarda okumadım, dikkate değecek miktarda hata yapmamıştım henüz o yaşlarımda. Hatalardan bıktığım bir gün kitabı okuyunca da hayatım değişmedi ne yazık ki. Bir reklam hilesine kurban gitmiştim. Bir kitap okumayla hayat değişmiyordu. (Ya da bu kitap o kitap değildi.) Peki ya bir söz?

Bir sözün hayatı değiştirmişliği çoktur. Bir söz, bir melodi ya da rastlanılan bir olay. 2. Bayezid İstanbul’da tebdil gezerken önüne bir tuğla düşmüş. Ya da ağır bir heykel, detayı bilmiyorum. Bütün günahlarına tövbe edip dünya işlerinden elini çekmiş o tarihten sonra. Adına da Bayezid-i Veli demişler. Bu türlü hayat değiştiren insan çoktur. Hayatından memnun olan insanlar için değişiklik arzu edilir bir şey olmadığından bu tür mutlu tesadüfler fazla değildir. Birdenbire hayatı değişen insanlar ya bu değişimin peşinden koşanlar ya da bilinçaltında gerçekten mutlu olmayanlardır. Nihayetinde değişim kişinin arzusu ile olacak bir şeydir. “Bana bir şeyler anlat” diyen, değişime olan arzusunu dile getirmiştir.

Değişmek istememek saygı duyulacak bir davranış olsa da insan inkişafının karşısındaki en büyük dirençtir. Binlerce yıldır Âdemoğulları, değişime direnç göstermedikleri ölçüde ileri gitmiş, değişim istekleri oranınca gelişmişlerdir. Değişime en fazla direnenlerse en geride kalanlar olmuştur. Alın size bir şablon, uygulayın bakalım kimlere denk geleceksiniz.

Anlatmak isteyeni de, dinleme isteyeni de takdirle karşılarım ben. Anlatmak isteyen, değiştirme isteğindedir, dinlemek isteyen değişim. Can kulağı ile dinliyorsa bir kişi bir kişiyi, binlerce yıldır bilgi için seyahat etmiş olan tüm insanların mezarlarının üzerinde huzurlu bir rüzgâr esmektedir. Bilginin her aktarılışında, insan türünün değişime attığı her adımda insanlığın topyekûn değişiminin bir parçası gerçekleşmiştir. İnsan hücrelerinin tek tek yenilenmesi gibi insanlığın bilgi birikimi nokta nokta yenilenmiş ve yeni bir bakış açısına geçilmiştir. Tersi bir şekilde iki insanın birbirlerine bir şey kazandırmadan susması ya da benim dediğim dinlensin diyerek karşılıklı ses yükseltmeleri gelmiş geçmiş tüm ilim sahiplerini yaralar. Bilgi bağırarak değil mırıldanarak aktarılmalı. Bir kitaptan alınmalı, bir davranıştan gözlemlenmeli. Bilgi değiştirecekse eğer, işe yarar bir bilgiyse, var olması bile yetmeli karşıdaki için.

Bazen dinlemek, bazen dinlenmek lazım. Bazen öğrenmek, bazen de anlatmak lazım. Hep o söz için, dünyayı değiştirecek o söz için hazırlık yapmak lazım. Ya o sözü söyleyen olup değiştirmek, ya o sözü dinleyen olup değişmek lazım. Belki de bir sözü alıp koynunda saklayıp, kıymetini bilenlerin, kıymet vereceklerin olduğu bir düzlemi aramak-beklemek lazım. Bir söz söylemek, dünyayı değiştirmek lazım.

Bana Bir Şeyler Anlat değişmek söz yeni
mehmetEkim 4, 2018

Post navigation

Masal Masal İçinde [Ahmet Ümit] → ← Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç [Hüseyin Rahmi Gürpınar]

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Related Posts

Fikirlerin Yayılma Hızı

fikirler nasıl da yayılmıyor artık farkında mısın Kerem Abi?

Bu Delilik Değil mi?

Sokağın ortasında durup etrafınıza bakın. Her yerden markalar fışkırıyor. Maddi ve manevi her şey, paraya çevrilebilirlikleriyle ölçülür oldu artık. Sayılarla ifade edilemeyen şeyler insanlığın ilgi alanının dışına kayıyor. Yeni nesil […]

Poşet Uygulaması – Hedef Şaşırtma

Dünya bu kadar kirletilirken ve kimsenin buna sesi çıkmazken bu poşetlerin paralı olması hadisesi nereden çıktı diye soruyorsanız kendi kendinize, cevapları vereyim. Poşetlerin paralı olmasının çevre kirliliği ile uzaktan yakından […]

Aptallığın Kutsallığı

Mevcut sistemin dayanak noktalarının en önemlilerinden birisi de insanların aptallığı. Ezenlerin azınlık, ezilenlerin çoğunluk olduğu bu sistemde aptallık, olmazsa olmaz bir özelliktir çoğunluk için. Çoğunluğun aptal olmakta bir suçu olmadığı […]

Son Yazılar

  • Üzümün Kardeşliği [John Fante]
  • Kör Nişancı [Kurt Vonnegut]
  • Türk Töresi [Ziya Gökalp]
  • Hüznün Fiziği [Georgi Gospodinov]
  • Meşhedi ile Devrialem [Ercüment Ekrem Talu]

Son Yorumlar

  • Türkiye’nin Yakın Tarihi [İlber Ortaylı] için mehmet
  • Türkiye’nin Yakın Tarihi [İlber Ortaylı] için Ramazan A.
  • Telefonla Konuşma Adabı için M. Ufuk Mistepe
  • Fidel Castro’nun Ardından için A.Yusuf Aydın
  • Yaya Geçidi Selfie’si için Gökçen

Kategoriler

Son Yazılar

  • Üzümün Kardeşliği [John Fante]
  • Kör Nişancı [Kurt Vonnegut]
  • Türk Töresi [Ziya Gökalp]
  • Hüznün Fiziği [Georgi Gospodinov]
  • Meşhedi ile Devrialem [Ercüment Ekrem Talu]

Üzümün Kardeşliği [John Fante]

Sabah üstü düşünüyorum, annesi için ağlayan ihtiyar adamın hikayesi hangi kitaptaydı diye. John Fante, Üzümün Kardeşliği romanında geçiyordu. Romandaki anlatıcının seksenlik babası her gece annesini sayıklayarak uyuyor. İşin ilginç tarafı […]

Kör Nişancı [Kurt Vonnegut]

Kurt Vonnegut’un izini sürmeye yeni başladım. Yazarla  tanışıklığım biraz daha eski. Ne zaman ki Allah Senden Razı Olsun Bay Rosewater’i okudum, izini sürecek birini bulmuş oldum böylelikle. Şimdi Vonnegut izi […]

Türk Töresi [Ziya Gökalp]

Türk Töresi, Orta Asya’da yaşamış olan atalarımızın inanışlarıyla ilgili çeşitli bilgiler içeriyor. Eski Türklerin dinleri, inanışları, kutsal objeleri, destanları, yaşayışlarıyla ilgili çeşitli kaynaklardan alınmış bilgiler Ziya Gökalp tarafından tasnif edilerek […]

Hüznün Fiziği [Georgi Gospodinov]

Hüznün Fiziği, pek de roman gibi değil. Arka kapağındaki “labirent roman” ibaresinden anlamam gerekiyordu. Anlatıcının herhangi bir şey anlatmadan her şeyi anlattığı türün adı “labirent roman” mı acaba? Olabilir. Burada […]

|