ne var ki dünyada

insan ve eşya yalnızca

Padişahım Çok Yaşa [Mehmet Beşeri]

  • KİTAPLAR

Mehmet Beşeri’nin 450 sayfalık kitabı iki gün önce elime geçti, bugün bitirdim. Bir solukta okunacak türden kitaplardan. Yazar sanki karşısına okuyucusunu almış da anlatıyormuş gibi bir özelliği var. Bunun yanı sıra ben okurken fark ettim ki tüm Türk tarihinin kısa bir özetini sığabileceği kadar bu kitaba sığdırmış yazar. Anadoludaki Türk varlığını en başından bugüne kadar tüm siyasi gelişmeleriyle birlikte, değişik kaynaklardan alıntılar yaparak okuyucunun önüne seriyor. Türkiye’yi bugünlere getiren Mustafa Reşit Paşa, Enver Paşa gibi siyasetçilere kızıyor ve bugünün siyasetçileri arasında benzerlikler buluyor. Ben siyasetten pek anlamam, ilgilenmem de. Yazara katıldığım ve katılmadığım yerler oldu. Örneğin son yıllarda yapılan özelleştirmeler. Başta Telekom özelleştirmesi olmak üzere Sümerbank, Etibank, Petkim, Tüpraş… hiçbirini ben de onaylamıyorum. Bir ülkenin iletişim sektörünü tümüyle bırakın yabancılara, kendi vatandaşlarına bile bırakması bence çok sakıncalı bir durum. Hatta ben işi biraz daha ileri götüreyim, çok büyük yatırımların devlet eliyle yapılması özel sektör eliyle yapılmasına göre daha hayırlı olur zira sermayenin tekelleşmesi her zaman memleket için risk teşkil eder. Büyük sermaye sahipleri zaten karlarını üretim dışı faaliyetlerinden elde ediyorlar. Bu yüzden en büyük patron devlet olmalı. İkinci bir mevzu Avrupa Birliği. Bu birliğin kendine bile hayrının artık kalmadığını yazar ifade ediyor, biz de gözlemliyoruz. Halen bu uğurda çabalamamız boşuna. Biz kendi yağımızla kavrulalım, kimseye muhtaç olmayalım yeter. Gölge etmesinler birlikleri lazım değil. Demiryollarının neden ulaşımın üvey evladı olduğunu ben de yazar gibi düşünüp hayıflanıyorum. Son yıllarda gittikçe artan bahis oyunlarının, sahte cennet vaadlerinin toplumun ahlakını bozduğu konusunda yazarla hemfikirim. Tarım üretiminin modern bir şekilde daha verimli hale getirilmesinin zaruri olduğu; alışveriş merkezleri ve diğer yollarla körüklenen tüketim çılgınlığının hem insanları borçla yaşamaya alıştırdığı hem de orta sınıfı yok ederek toplumu zengin ve fakir diye iki sınıfa ayıracağı konusunda yazarla aynı düşüncedeyim. Bu konulardaki ve buraya alamayacağım kadar çok birçok meselede yazarla aynı fikirdeyim.

Siyasetçilerimizin batı tekelinde olmaları iddiasına katılmak istemiyorum. Yazarın birçok yerde söylediği gibi “Umarım yanılıyordur”. Bunca yüzyıldır dünyayı sömüren batılı güçlerin karşısında umarım Türk zekasının bir örneğini gösterecek mükemmel bir planı uyguluyordur bugünün hükümeti, bakanı, başbakanı ve idareciler. Bir ortamda Kürecik Kalkanı meselesini konuşuluyordu. Orada samimi olarak düşündüklerimi ifade etmiştim. Bu konu benim de midemi bulandırıyor ama neticede bu kadar insan birleşmiş, memleketi satıyor olamaz. Elbette devlet büyüklerimizin de bir bildikleri vardır demiştim. Bu ülkeden ve geleceğinden ümidi olan bir insanın aksini düşünme ihtimali de olamaz zaten, aksi düşünce beni bunalıma sokar, depresyona girerim. İran konusunda da yazar yakında bir savaşın çıkacağını düşünüyor. Bizim de taraf olduğumuz ya bir İran ya da bir Suriye savaşı. İnşallah böyle şeyleri de görmeyiz, yeterince sebepsiz kan akıtıyoruz zaten. Daha fazlasına tahammülümüz yok. 

Kitaptan yazarın hoşgörüsüne sığınarak ufak bir alıntı yaparak bitireceğim yazımı. Yazar aynı zamanda iyi bir halk şairi. Kitabın içine serpiştirdiği güldüren-düşündüren birçok şiiri-taşlaması da mevcut.

Ne varılmaz şeymişsin “muasır medeniyet”
Yanına gelmek için ettik yüz bin kez niyet

Büründük bir bir şekle, harmandaki eşekle
Revan olduk yoluna, yatak,yorgan, döşekle
…….
Yine de varamadık, özlenen o amele
Halbuki çok hazırdık, yetmiş milyon amele
…….
Hazırız yavşaklığa, ez cümle uşaklığa
Kapattık gözümüzü aydınlığa, ışığa
…….
Kolay mı Avrupalı olmak şu kainatta
Bu yüzden tepiniriz, girmek için inatla

 

düşünce mehmet beşeri Padişahım Çok Yaşa siyasi taşlama
mehmetNisan 20, 2012

Post navigation

Rüzgar → ← Olmak

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Related Posts

Üzümün Kardeşliği [John Fante]

Sabah üstü düşünüyorum, annesi için ağlayan ihtiyar adamın hikayesi hangi kitaptaydı diye. John Fante, Üzümün Kardeşliği romanında geçiyordu. Romandaki anlatıcının seksenlik babası her gece annesini sayıklayarak uyuyor. İşin ilginç tarafı […]

Kör Nişancı [Kurt Vonnegut]

Kurt Vonnegut’un izini sürmeye yeni başladım. Yazarla  tanışıklığım biraz daha eski. Ne zaman ki Allah Senden Razı Olsun Bay Rosewater’i okudum, izini sürecek birini bulmuş oldum böylelikle. Şimdi Vonnegut izi […]

Türk Töresi [Ziya Gökalp]

Türk Töresi, Orta Asya’da yaşamış olan atalarımızın inanışlarıyla ilgili çeşitli bilgiler içeriyor. Eski Türklerin dinleri, inanışları, kutsal objeleri, destanları, yaşayışlarıyla ilgili çeşitli kaynaklardan alınmış bilgiler Ziya Gökalp tarafından tasnif edilerek […]

Hüznün Fiziği [Georgi Gospodinov]

Hüznün Fiziği, pek de roman gibi değil. Arka kapağındaki “labirent roman” ibaresinden anlamam gerekiyordu. Anlatıcının herhangi bir şey anlatmadan her şeyi anlattığı türün adı “labirent roman” mı acaba? Olabilir. Burada […]

Son Yazılar

  • Üzümün Kardeşliği [John Fante]
  • Kör Nişancı [Kurt Vonnegut]
  • Türk Töresi [Ziya Gökalp]
  • Hüznün Fiziği [Georgi Gospodinov]
  • Meşhedi ile Devrialem [Ercüment Ekrem Talu]

Son Yorumlar

  • Türkiye’nin Yakın Tarihi [İlber Ortaylı] için mehmet
  • Türkiye’nin Yakın Tarihi [İlber Ortaylı] için Ramazan A.
  • Telefonla Konuşma Adabı için M. Ufuk Mistepe
  • Fidel Castro’nun Ardından için A.Yusuf Aydın
  • Yaya Geçidi Selfie’si için Gökçen

Kategoriler

Son Yazılar

  • Üzümün Kardeşliği [John Fante]
  • Kör Nişancı [Kurt Vonnegut]
  • Türk Töresi [Ziya Gökalp]
  • Hüznün Fiziği [Georgi Gospodinov]
  • Meşhedi ile Devrialem [Ercüment Ekrem Talu]

Üzümün Kardeşliği [John Fante]

Sabah üstü düşünüyorum, annesi için ağlayan ihtiyar adamın hikayesi hangi kitaptaydı diye. John Fante, Üzümün Kardeşliği romanında geçiyordu. Romandaki anlatıcının seksenlik babası her gece annesini sayıklayarak uyuyor. İşin ilginç tarafı […]

Kör Nişancı [Kurt Vonnegut]

Kurt Vonnegut’un izini sürmeye yeni başladım. Yazarla  tanışıklığım biraz daha eski. Ne zaman ki Allah Senden Razı Olsun Bay Rosewater’i okudum, izini sürecek birini bulmuş oldum böylelikle. Şimdi Vonnegut izi […]

Türk Töresi [Ziya Gökalp]

Türk Töresi, Orta Asya’da yaşamış olan atalarımızın inanışlarıyla ilgili çeşitli bilgiler içeriyor. Eski Türklerin dinleri, inanışları, kutsal objeleri, destanları, yaşayışlarıyla ilgili çeşitli kaynaklardan alınmış bilgiler Ziya Gökalp tarafından tasnif edilerek […]

Hüznün Fiziği [Georgi Gospodinov]

Hüznün Fiziği, pek de roman gibi değil. Arka kapağındaki “labirent roman” ibaresinden anlamam gerekiyordu. Anlatıcının herhangi bir şey anlatmadan her şeyi anlattığı türün adı “labirent roman” mı acaba? Olabilir. Burada […]

|