Ay: Ekim 2009

30
Eki
2009
Posted in Düşünceler

Cumayı Dışarıda Kılanlar

On derviş bir kilime sığar, iki padişah bir cihana sığmaz demişler. Cuma namazlarındaki halimiz de bu meşhur meseli hatırlatıyor bize. Bir de insanların ikiye ayrılışını. Bir başka mesel -ki bu söz bizim atalarımız tarafından söylenmemiş bir sözdür muhtemelen- der ki: insanlar ikiye ayrılır; insanları ikiye…

26
Eki
2009
Posted in Düşünceler

Kurallar

Trafik ışıklarının birinde bekliyoruz. Pek fazla yok zaten. Koca şehirde elle tutulur iki adet yaya geçidi var trafik ışıkları olan. Birinde bekliyoruz biz de kuzu kuzu. Yanımızdan iki adam geçiyor trafik ışıklarına küfrederek. Bir tanesi son noktayı koyuyor küfrederken: “Eskiden ışık mı vardı?” Nasıl bir…

23
Eki
2009
Posted in Düşünceler

Duvarlar

     Son zamanlarda televizyonlarda yayınlanan bir gazete reklamı dikkatimizi çekiyor. Duvarlarınızı  yıkın diyor reklam özetle. Herkesin etrafına ördüğü bir duvarı var. Reklam da bu duvarın yıkılmasını öğütlüyor izleyicilere. Biz de izlerken düşünüyoruz, gerçekten böyle duvarlar var mı etrafımızda diye. Doğru, etrafımızda duvarlar var lakin duvarları biz değil de bizim…

09
Eki
2009
Posted in Düşünceler

Bir İnsanın Değeri Ne Kadar?

Yerine göre olabilir bu sorunun cevabı. Yerine göre, zamanına göre, parasına göre, eğitimine göre diye devam etmeli. Fakat en başta yerine göre. Uganda’da, Sudan’da, Nijerya’da yaşayan bir insanın değeri ile Danimarka’da, Fransa’da, Almanya’da yaşayan bir insanın değeri arasında dağlar kadar fark var. Afrika’da yaşayan insan…

02
Eki
2009
Posted in Düşünceler

Ömrünü Nerede Tükettin?

Çay içmek için ketıl’ın düğmesine basıyorsun. KLİK. Ketıl ne değişik bir isim. Nereden geliyor acaba? Doğur yazılışını bile bilmiyorsun. Gâvur icadı bir şeytan işi olarak mı, modern zamanların şükür vesilelerinden biri olarak mı değerlendirmen gerekiyor? Yüzlerce yıl öncesine gittiğin zaman daha iyi algılayabiliyorsun aletin kıymetini….